Küskün seçmen ve sandığa gitmeme tehlikesi!

Seçim kaybedebilirsiniz ancak vatandaşlaseçmenle gönül bağını koparırsanız işte bu sizin için en büyük tehlikedir. Seçim ikinci tura kaldı. Matematik olarak iki adayın da şansı var ancak Millet İttifakı cephesinde büyük bir hayal kırıklığı, büyük bir umutsuzluk ve moral bozukluğu yaşanıyor. Bu moral bozukluğu sadece parlamento çoğunluğunun kaybedilmesi değil, iki adayın aldığı oy oranıyla ikinci turda denklemin döndürülemeyeceği beklentisinden kaynaklanıyor. İkinci turda farkın daha büyük olacağına ilişkin genel bir kanaat hâkim. Bunların dışında asıl büyük tehlike, seçmenin gönül verdiği parti ya da partiler tarafından oyuna sahip çıkılmadığı kanaatidir. Bu cephede seçmen diyor ki, "Ben üzerime düşeni yaptım. Tarihin en büyük katılımını ortaya koydum ancak sandıklara, oyuma yeterince sahip çıkılmadığını görüyorum." Gözlemlediğim kadarıyla bu inanç ve olumsuz motivasyon, büyük vatandaş grubunda var. Bu da gerekli önlem alınmazsa ikinci tur seçime katılımın düşeceği, hatta çok sayıda vatandaşın sandığa gitmeyeceği sonucunu doğuruyor. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki haftalık sürede bu yargıyı kırması gerekiyor. Aksi durumda kendi seçmeni sonucun değişmeyeceğini düşünerek önemli oranda sandığa gitmeyecektir. İkinci tur için propaganda ve seçim stratejileri konuşulurken, asıl çözülmesi gereken mesele budur. Taktikten önce seçmenin tekrar inançla motive edilmesi gibi bir sorun var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel'i görevden aldı. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Adıgüzel, "Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim sürecine zarar vermemek adına 2018 yılından bu yana sürdürdüğüm görevimden ayrılıyorum" açıklaması yaptı. Bu ayrılığın, söz konusu rahatsızlıktan kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz BAŞKANLIK SİSTEMİNE DESTEK Seçmenin, mevcut hükümet politikalarından kaynaklı birçok probleme, ekonomik sorunlarına ve rahatsızlığına rağmen; terörle mücadelenin devamı, beka ve ülke bütünlüğü kaygısıyla hareket ettiğini söylemiştik. Bunun yanı sıra bu sonuçlarla parlamenter sistemi de kısmi olarak reddettiği sonucu çıkarılabilir. Çünkü Millet İttifakı parlamenter sisteme dönüş konusunda program hazırlamıştı. Başkanlık sistemine tam destek mesajının çıktığını da söyleyemeyiz. AK Parti'nin aldığı 35.6'lık oy oranına baktığımızda, bunun bir ince ayar ya da geleceğe dönük revizyon beklentisi olduğunu düşünebiliriz. Vatandaşın, mevcut ekonomik program, uygulanan politikalar ve karar alma mekanizmalarından kaynaklı beklentilerine karşılık vermek AK Parti'nin yararına olacaktır. AK Parti, aldığı oy oranı ile 2002 seçimlerindeki seviyeye dönmüş oldu. AK Parti 2002'de 34.6 oy oranı ile iki partili parlamento yapısında tek başına iktidar olmuştu. Normal şartlarda parlamenter sistemde bu oy oranı, meclis aritmetiğine de bağlı olarak tek başına iktidar değil, koalisyon hükümeti getiriyor. TEK PUSULA AVANTAJI Birinci turda bir metre uzunluğundaki TBMM seçimi pusulası, oy kullanmayı güçleştirdiği gibi tepki oyları dışında geçersiz oyları da artırdı. İnsanların yorgun ve yılgın olduğunu da göz önünde bulundurursak, ikinci turda iki adaylı sade ve tek pusula, seçmen açısından büyük kolaylık ve