Şayet Haccı yaşasaydık

Bizim irfanımızda okumak anlamanın, anlamak yaşamanın,yaşamakta yaşatmanın mukaddimesi ve anahtarıdır. Bu itibarla yaşamadan anlamak yetersiz, anlamadan okumak faydasızdır. Bu durum her konuda olduğu gibi ibadetlerde de böyledir. Okuma,anlama,yaşama ve yaşatma ideali ve neşesi ile yaptığımız ibadetler bizi huzur,huşu,ihlas,rıza,rahmet ve cennet menzillerine ulaştıracaktır.Bu şuur ve bilinçle eda ettiğimiz ibadetler kalbimize inşirah ve serinlik katacak böylece hayatımız ve dünyamız değişecek. Ufkumuzda aydınlanacaktır. Peki ibadetlerin kabuklarını kırarak özlerine inip yaşasaydık hayatımız ve dünyamız nasıl olurdu Aşağıdaki satırlar yukarıdaki bu önemli ve anlamlı soruya mütevazi bir cevap denemesidir.

Şayet haccı yaşasaydık, kesinlikle hali pür melalimiz böyle olmayacaktı.Kendimizi bambaşka bir dünyanın ve hayatın tam ortasında bulacaktık.

Şayet haccı yaşasaydık,analar bu kadar ağlamayacak,mazlumlar bu kadar inlemeyecekti.

Şayet haccı yaşasaydık, ümmetçe tevhidin gerekli kıldığı vahdeti kuşanacak böylece gönül coğrafyamızı kan ve gözyaşı deryasına çeviren vahşete geçit vermeyecektik.

Şayet haccı yaşasaydık, ne yapıp edip aramızda İslam Birliğini kuracak hep birlikte zulme karşı duracak zalimlerden de hesap soracaktık.

Şayet haccı yaşasaydık, başımıza başkentlerimiz düşmeyecekti,coğrafyamıza hakikat cellatları üşüşmeyecekti.

Evlet ve mabetler harap, şehirler turab olmayacaktı.

Şayet haccı yaşasaydık,şairlerimiz mazlumların ağıtlarını değil,kahramanların destanlarını yazacaklardı.

Şayet haccı yaşasaydık, alema nizamı,cihana intizamı biz verecektik.Ferman da bizde olacaktı derman da.

Şayet haccı yaşasaydık, sevgi,barış,huzur ve esenlik dolu bir dünya kurulacaktı.Dünyanın gidişhatı bizden sorulacaktı.

Şayet haccı yaşasaydık, yolumuzu ve yönümüzü kaybetmeyecek batı başkentlerinden merhamet,adalet ve hürriyet dilenmeyecektik.

Şayet haccı yaşasaydık, selamlaşmamız tanışmaya,tanışmamız kaynaşmaya, kaynaşmamız kucaklaşmaya dönüşecek. Böylece ümmet olarak tek yürek ve tek bilek olacaktık.

Şayet haccı yaşasaydık, aramıza örülen bütün duvarları yıkacak, onların yerine yıkılmayacak gönül köprüleri kuracaktık.

Şayet haccı yaşasaydık, hac ibadetinin teklif ettiği hikmet ve hakikatleri hayat tarzı haline getirecek. Böylece hayalimize bile gelmeyecek hayaletler hayatımızı zehir etmeyecekti.

Şayet haccı yaşasaydık, çığlıklar,naralar, bağırtı ve böğürtüler, İngilizce,Fransızca, Almanca ve İbranice; ağıtlar,feryatlar ve iniltiler Türkçe,Kürtçe,Arapça ve Farsça olmayacaktı.

Şayet haccı yaşasaydık, küffarın aramıza çizdiği bütün sınırları kaldıracak Mustafa Uzun'un ifadesiyle ''Selamunaleyküm Pasaportu''ile bütün Alem-i İslam'ı huzur, güven ve emniyet içinde dolaşacaktık.

Şayet haccı yaşasaydık, kanı beş kuruş etmez küresel haydutların ellerine ağızlarına ve sözlerine bakmayacaktı.