Kitaplara adanmış bir ömrün ardından

Mezar taşları sadece görünüşleriyle değil, üzerlerine yazılmış nice ibretli cümlelerle de tam bir hikmet hazineleridir.

İnsanın, dünyanın, hayatın ve eşyanın künhüne

vakıf olabilmek için mezar taşları arasında gerçekleştirilecek küçük bir seyahat yeter de artar bile.

İşte insanın bugününü ve yarınını özetleyen veciz bir mezar taşı yazısı;

"En insan! Dün bende senin gibiydim.

Unutma ki yarın sende benim gibi olacaksın!''

SÖZÜN BİTTİĞİ YER

Kadim dostum Kamil Büyüker aradı.

"Hocam sana acı bir haberim var" dedi ve

şöyle devam etti:

"Sizlere ömür, Ömer Ziya Belviranlı ağabey dar-ı bekaya irtihal eyledi."

Her ikimizde "Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun" dedikten sonra telefonda öylece kalakaldık.

Çünkü, artık ölüm konuşuyordu.

Ve biz sözün bittiği yerdeydik.

Haberi Kamil Büyüker vermişti. Çünkü Ömer Ziya Belviranlı ağabey ortak dostumuzdu. Merhumu birlikte defaatle ziyaret etmiş, hoş sohbetinden müstefid olmuştuk.

HİÇ UNUTMAM

2015 yılıydı.

İstanbul'a yeni gelmiştim. Şehri keşfetmek için İstanbul'u köşe bucak dolaşıyordum. Şehrin selatin camilerden sonra ilk durağım Cağaloğlu olmuştu. Cağaloğlu o günlerde kitap kokulu bir muhit idi. Kiralar uygun, Kitap evleri cıvıl cıvıl. Kitaplarda bugünkü gibi ateş pahası değildi. Her gün birkaç tane yayınevine uğruyor, yayınevi sahipleri, çalışanları ve müdavimleri ile dostluk köprüleri kurmaya çalışıyordum.

Pınar , Timaş, Kitabevi, Dergah, Şule, Çizgi, Kayıhan, İz, Beyan derken yolum Marifet Yayınevine düşmüştü. Merhum Ömer Ziya Belviranlı ağabeyim ile de o yayınevinde tanıştık. Bir anda 40 yıllık dostluğa dönüşen o coşku, duygu ve heyecan dolu tanışmayı hiç unutamam. Ömer Ziya ağabey "tanıştığımıza memnun oldum" cümlesini diliyle değil, tepeden tırnağa bütün azaları ile söylemişti.

SOHBET, MUHABBET, NEZAKET

10 yıllık bir zaman zarfında kendisini tanıdığım kadarıyla merhum Ömer Ziya Belviranlı ağabey öncelikle bir dert adamıydı. Onun bir derdi, bir davası, bir gayesi, bir de duası vardı. Bir gayret adamıydı Ömer Ziya Belviranlı ağabey. Hedefine ulaşmak, muradına erişmek için bir ömür durmadan gayret gösterdi. Ömer Ziya Belviranlı ağabeyin en güzel özelliklerinden biri de onun bir sohbet adamı olmasıydı. Dostlarıyla bir araya gelip uzun uzun sohbet etmeyi ne kadar da severdi. O, sohbeti samimi ve daimi bir muhabbete dönüştürmeyi başarmış nadir şahsiyetlerden biriydi.

Ömer Ziya Belviranlı ağabeyin hayatıyla hakkını verdiği erdemlerden biri de nezaketti. Merhum, baştan ayağa tepeden tırnağa tam bir nezaket adamıydı. Onun hayatında şu iki Z'nin yeri ve değeri çok büyüktü. Ziyaret ve ziyafet. Merhum karşılıklı gelip gitmeyi ve yedirip içirmeyi fevkalade çok severdi.