Dünya düzenini kimler nasıl değiştirdi
Genelde insanlığa, özelde Müslümanlara yeni dünya düzeni ne getirdi, ne götürdü
Bu düzende İslam dünyasının yeri, rolü ve payı nedir ve ne olmalıdır
Değişen dünya düzeninde ümmet bilincine sahip olmanın anlam ve önemi nedir İnsan ve Değer hareketi tarafından 22, 23, 24 Ağustos tarihlerinde Nevşehir/Kozaklı Diva İsib Termal otelde geleneksel olarak gerçekleştirilen "Değişen dünya düzeni ve ümmet bilinci" ana temalı sempozyum ile yukarıdaki sorulara çeşitli açılardan cevaplar arandı. Sıcak bir atmosferde, samimi bir havada gerçekleşen sempozyum, mahiyeti itibari ile anlamlı, sonuçları bakımından da hayli verimli geçti.
İşte bir kitaplık sempozyumundan ajandamıza düşen notlar..
ÇAĞIN TANIĞI MISIN, SANIĞI MI
Sempozyum İnsan ve Değer Hareketi yönetim kurulu başkanı Zekeriya Şengöz selamlama konuşmasıyla başladı.
Konuşmasına Asr Sûresi'ni okuyarak başlayan Şengöz, İnsan ve Değer Hareketinin ve hareketin düzenlediği sempozyumun anlam ve öneminin altını çizdikten sonra şu görüşlere yer verdi: "Bugün 'Değişen dünya düzeni ve Ümmet bilinci" gibi ağır ve derin bir başlık altında hem kendimizi hem de dünyayı, Kur'an'ın ve sünnetin eskimeyen projektörleriyle yeniden okumak, anlamak ve anlamlandırmak için buradayız ve bir aradayız. Değişen dünya düzeni, batının dine karşı savaşıdır. Allah Teala'nın yeryüzündeki ilahlığını yok saymaktır. (Zuhruf 84)
Yeni Dünya düzeni şeytanın insanları saptırmasıdır. Bu düzen hayatta "Allah" yerine insanı, "vahiy" yerine aklı, "ahiret" yerine bu dünyayı
merkeze alan batıl bir sistemdir.
Yeni dünya düzeninin meydan okumasına ancak ümmet bilinci ile karşı koyabiliriz. Ümmet, ortak bir inanç etrafında toplanmış örgütlü bir topluluktur. Bu anlamda ümmet bilinci sadece soyut değil, somuttur. Her birimiz tarihin bize bir soru sorduğunu bilelim. Bu çağın tanığı mı olacaksın, yoksa sanığı mı"
FITRAT HİKMETLE MEYDAN OKUYOR
Sempozyumun ilk konuşmacısı Prof. Dr. Halis Aydemir'in sunduğu tebliği şu cümlede özetlemek mümkün: "Teknoloji insanın temel ihtiyaçlarını ortadan kaldırabildi mi Hayır kaldıramadı. Ölüme çare bulabildi mi Hayır bulamadı. O zaman fıtrat; teknolojiye hikmetle meydan okumaya devam ediyor."
YENİ DÜNYA DÜZENİ YERYÜZÜNÜ GERDİ
Sempozyumun ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Muhittin Ataman'ın kurduğu şu cümlelerin altını çizdim: "Batı, modern dünyanın diğer adıdır. Demokrasiyi de Cumhuriyeti de bırakmıştır. Kuralları kendileri koymuş, kendileri çiğnemişlerdir. Bugün Amerika kendi içinde müthiş bir gerilim yaşıyor. Amerika ile Avrupa arasında, Amerika ile Çin arasında, Avrupa'nın doğusu ile batısı, kuzeyi ile güneyi arasında, Batı dünyası ile İslam dünyası arasında gerilim var. Yeni Dünya düzeninin en öteki insanları Müslümanlardır. Bu düzende en büyük kriz bireyin atomize edilmesidir. Müslümanlar nesne olsa da İslam dünyanın öznesidir. Turgut Uyar bir hadisi şeriften ilham alarak şöyle der: 'Kıyametin koptuğunu görsen bile pes etmeye hakkın yok.' Batı bugün insan gücünü kaybetmiştir. Gençliğinde eleştirdiğim Erbakan hocaya bugün hak veriyorum. Her taşın altında siyonizm var."
KÜRESEL GÜÇLERİN BÜÜTN TEZLERİ SURİYE'DE ÇÖKTÜ
Sempozyumun ikinci gününde üçüncü konuşmacı olarak söz alan Ömer Özkızılcık Suriye meselesini bütün detaylarıyla masaya yatırdığı tebliğinde özetle şöyle dedi: "Suriye'de küresel güçlerin bütün tezleri çöktü. Sürecin galibi kesinlikle Türkiye'dir. Suriye'de artık Türkiye ile Arap dünyası arasında köprü olacak bir devlet değil, toplum vardır. İddia edildiğinin aksine Suriye'de İsrail bize değil, biz İsrail'e yaklaştık."
HAYATIMIN EN ZOR SUNUMU
Sempozyumun dördünce konuşmacısı İnsan ve Değer Hareketi Yüksek istişare kurulu başkanı Ramazan Kayan idi. Konuşmasına başlarken, duygulu anlar yaşayan Ramazan Kayan, halet-i ruhiyesini şu cümle ile anlattı: "Yarım asırdır konuşuyorum. Gazze'nin bu içler acısı hâli dolayısı ile hayatımın en zor konuşmasını yapıyorum. Ebu Ubeyde'nin sözlerinin ağırlığı altında eziliyorum. "Ahmet Yasin, şikayetini nasıl geri alır" diye soruyor ve düşünüyorum. Gazze bitmedi, biz bittik dostlar. Gazze öldükçe diriliyor. Ufuk, ışık ve umut olmaya devam ediyor. Onlar hayata esma penceresinden bakıyor. Biz ise eşya penceresinden bakıyoruz. Acılar Gazze'yi büyütüyor. Konfor ümmeti çürütüyor. İmanını tazelemek isteyen yüzünü Gazze'ye dönsün. Bizim slogan olarak attığımız "hayat, iman ve cihat, Gazze'de bir hayat tarzı".