Sistemde "ağa" kreditördür. Öyle biliriz. Ama şimdi en büyük borçlu oluyor! Kapitalizmin devlette yarattığı "metamorfoz"un ikinci büyük adımıdır. Çünkü basitçe, kapitalizmin piyasaları macera aradığı kadar güven de ister. Borca dayanan senaryo ancak sağlam teminatla çalışabilir. 2008'e doğru gelen "tsunami" gösterdi ki piyasalar servet yaratmanın doludizgin koşusunda sağlam teminat yaratmazlar.
Devam ediyoruz. "Yurtta kapitalizm, dünyada onun son aşaması" zamanındayız. Uzun sürüyor. Öğrenmiş olmalıyız, kapitalizm sıkışmışsa yıkıcı, savaşçı kimliği ortalığı kaplar, sıkışmamışsa ufak tefek harplerle idare eder. O alanı iyi bilenlere bırakalım. Kapitalizmi tanıma niyetimizi sürdürelim.
İÇ SAHADA KOLONİZASYONÖnceki yazıları yinelemeyeyim. Şunu gözden kaçırmayalım: 1914'ten ve 1939'dan farklı olarak kapitalizm "iç sahada hasımlığı" aşabilmeye odaklandı. Bunu "ağa devlet"in önderliğinde "iç sahada kolonizasyon"u kurarak ve becererek aşmaya girişti. Marshall Planı ile başladı, Soğuk Savaş'ı icat ederek kurumlaştırdı. Ve böyle devam ediyor.
Kapitalizm 1970'lerde Bretton Woods (BW) defterini kapattığı zaman anlaşılmış olmalı ki bu o ülkelerde "ekonomide devlet"ten "çıkış" demekti. Geri dönmemek üzere! Artık "ulus devlet" döneminden sermaye enternasyonalizmine geçmenin, bunu yönetebilmenin eşiğine gelmişti. Elbette yine "ağa devlet"in varlığıyla, önderliği ile olacaktı. Pax Americana'nın ilk aşamasından (1947-71'den) sonra ikinciye geçilecekti. Demek ki 1970'lerden itibaren iç kolonizasyon, ekonomide devletten çıkış ve sermaye enternasyonalizmi bir bütündür. Bunu not edelim.
YENİ ZAMANLARDaha sonra söyleyeceğimizi de şimdiden bir kenara yazalım: Ekonomide "devlet"ten çıkıyorsan, "finansta devlet"e gireceksin! Buna mecbur olacaksın. Kapitalizmi 1970'lerden 2020'lere getiren heyecanlı filmin bir özeti bunu bilerek yapılabilir.
Filmin en çekici ama en tehlikeli rolünü oynayan "piyasalar" sayesinde 1980'lerde "risk" doğdu. Kredinin "sihirli tuş"u olan "kaldıraç"lar bu âlemin riski seven yeni delikanlılarının elinde çocuk oyuncağı oldu. Büyük işlerin "varlık (asset) yönetimleri" ise zapt edilemeyen duygularla ellerini ovuşturdu. Yeni zamanlar.
Finans sermayesi "Risklere karşı 'hedging'i icat ediyorum, sizi korur, korkmayın kaldıraçlardan, elinizi cömert tutun, risk virüs ise 'hedging' piyasa aşısıdır" diyordu! Böylece, piyasaların haylazlığa varan serbestliğiyle sermaye enternasyonalizmi önce Asya'yı gezdi. Tarih 1990'ların ikinci yarısı.
Emek zaten sermayenin katı disiplinine alınmıştı. Kapitalizmin kenarındaki "zayıf halkalar" da "emerging" (yeni yetme) rütbesiyle piyasa disiplinine alındılar. "Mürebbiyeler" (IMF ve Dünya Bankası) onlara "kapitalist görgü"yü öğrettiler. "Yapısal uyum" filan yaptırdılar. "Görgüsüzlük" halinde ellerine cetvelle vurulacaktı ("Conditionality")! 1990'lar, Wall Street'ten hareketle, finans sermayesinin kendine sonsuz güveni, dünya çapında engelsiz birikim coşkusuyla kapanırken ilk uyarı geldi: Asya üzerinden Rusya ve oradan Wall Street'e sıçrayan bir kriz.
TUTMA YİĞİDİN ELİNİ!"Ağa devlet"in başrole sahip iki kurumundan Hazine (Treasury) 1997'de bir çalışma raporu çıkarıyor: 21. yüzyılda Amerikan Finansı (American Finance for the 21st Century). Diyor ki eğer finans kurumlarının elini bağlarsak, şunu yap ama bunu yapma dersek (finansta "failure prevention") bunun hem ekonomiye maliyeti büyük olur hem de Amerika'nın potansiyel dünya liderliğini engelleriz. Peki, ne lazım Finans üzerinde denetimi hafif tut, yokmuş gibi. Onun "kabına sığmayan büyümesi"ni ("mercurial growth") kesme. Krizler olabilir ama doğru olan "kalan sağlar bizimdir" ("failure containment") politikasıdır!
Kısaca, ey finans sermayesi, devletin iki büyük sütunundan biri (Hazine) açıkça arkanızdadır, yolunuzu kesmeyecektir, diyor. Dünya sermayesine "ağa devlet" güvencesi veriyor.
Devletin öteki büyük sütunu da (FED) böyle bakıyor. Merkez Bankası'nın, kurum olarak, toplumla teması yoktur. Alanı "para âlemi"dir. Hazine ise devletin toplumla temas noktasıdır. Şimdi Hazine o noktadan yavaşça uzaklaşıp sermaye enternasyonaline yaklaşıyor. Kapitalizmin devlette "metamorfoz" istediğini ve bulduğunu gösteren ilk resmi belge yayımlanmıştır. Biliyoruz, bunu siyaset dünyası da tamamladı. Rahmetli Roosevelt'in, 1930'larda finans sermayesi üzerine denetim koyan, ticari bankacılığı "yatırım" ("asset" işleri) bankacılığından ayıran düzenleme kaldırıldı. Siyasette zaman, hafif sol gösterip kuvvetli sağ vuran taşra delikanlısı Clinton zamanıydı (Siyasette bu stilin bir sonraki sporcusu Obama olacak.).
Kısaca, daha önce de yazdım, dünyada "döviz swapları" ve "vadeli ürünler"le (futures, forwards) coşan bir "bilanço dışı" hareketin beslediği, büyüttüğü, ele avuca sığmayan bir "likidite" yaratma zamanına girildi. Bankalar ve "gölge" bankalar kapitalizmin yeni pistinde yarışmaya başladılar.
KRİZ, ÇÖKÜŞAğır kriz 2007'de baş gösterdi. 2008'de dünya boyutuna ulaştı. Daha önce yazdım (28 Mart 2022). Bu kriz, sakallı bir adamın ta 1860'larda zamanlar arası öngörüyle ortaya koyduğu "o kriz" değildi. Zamane kriziydi. Şiddetliydi. Amerika'da başladı ve sistem çapındaydı. Sermaye dur durak bilmeyen iştahıyla bir yandan ticari senet piyasalarıyla bankalar arası borç piyasalarında (yüksek finans) at koştururken bir yandan da ipotekli kredilerle işçi sınıfına ev satmak üzere borç alanı açıyordu (sıradan finans). Krizin damarı finansta idi.
Sınırsız iştahın zinciri zayıf noktadan, "gariban"ın ev alabilmek için ödeyemediği borç alanından tetiklendi. Ve "sıradan" finanstan sermayenin enternasyonal "aort"u olan "yüksek finans"a sıçrayıverdi. Yerel müdahale ve tedavi olanaksızdı. Hastalık (kriz) salgınlaşıp çabuk yayılıyordu. Enternasyonalleşme ve coşkunun önde gelen mimarı Greenspan'in halinden anlıyoruz ki nutku tutulmuştur. Kapitalizmin bu yangınına "muamma" ("conundrum") dedi. O kadar. Yapabileceği bir şey yoktu.
BAS, BASBuraya kadar olup biteni herkes biliyor. Önemli noktaya şimdi geliyoruz. 2008 şunu berraklaştırdı: Sermaye, piyasalarında krizi yapar. Fakat piyasalar krizde kendilerini kurtaramazlar. Böyle bir dokuları ve donanımları yoktur. "Hedging" medging işe yaramaz! Piyasalar kendilerini kurtaramadıkları gibi, sistemi tüm yapısı ile çökertecek depremi de yaratırlar. Peki, kapitalizmi kim kurtaracak İlk soru bu. Sonra başka sorular gelecek.
Kapitalizmi devlet kurtaracak! 2008'in özellikleri gösterdi ki "ağa devlet" dünya kapitalizminin dümeninde oturacaktır. Amerika'dan tetiklenen kriz dünyaya "domino" yaparak yayılıyorsa, FED artık "dünyanın da merkez bankası"dır. Bu zorunlu terfidir. Ne yapacak Öncelikle, basabildiği kadar dolar basacak. Doları ucuz tutacak. Para basmaya medyatik kılıf uydurup "quantitative easing" diyecek! Bilen biliyor ki kapitalizmin bu senaryosu "likidite çeşmesinin" hep akması ile işler. Kurtarma operasyonu da böyle yapıldı. FED'in yeni başkanı Bernanke, 1979'da Volcker'in yaptığının tam tersini yaptı. Niçin yapmasın Kapitalizmin bir "etik kodu" mu var