Hazırlık maçlarında skor tabelasına pek takılmam. Bu tip maçlar teknik adamlar için büyük şanstır. Örneğin, ideal 11'i bulmanın yolu da hazırlık maçlarından geçer! Artı, yeniler ve eskiler bu tip maçlarda uyum sağlarlar.
Demem o ki, Ole'nin ligde sahaya süreceği ideal kadroyu ben de çok merak ediyorum. Çünkü, Norveçli çalıştırıcı geçtiğimiz sezon ideal kadro konusunda inişli-çıkışlı bir grafik çizdi. Bu konuda kuşkularım yok değil! Dilerim, bu sezon yanılan ben olurum!
Hazırlık maçlarını geride bırakan Kartal en ciddi sınavını bu akşam sahasında Shakhtar Donetsk önünde verecek. Ak mı, kara mı, hep birlikte göreceğiz. Tabii ki gözler yeni transferlere odaklanacak, bizler de yenilerle ilgili öngörülerimizi yazma şansı bulacağız.
Bir atasözümüz var, "Gelen gideni aratır" diye... Özellikle bu oyunda her daim geçerli bir sözdür, yabana atmayın! Kimin kalacağına, kimin gideceğine elbette Ole hoca karar verir, karışacak halimiz yok! Fakat bu konuda da endişeliyim!
Ancak ön yargılı değilim, hele bir maçlar başlasın, o zaman düşüncelerimi de açıkça ortaya koyacağımdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Tek derdimiz Osimhen!
Sezon bittiğinden bu yana Osimhen aşağı, Osimhen yukarı! Gelibolu'da gün olmuyor ki, Osimhen konuşulmasın arkadaş! Sadece Galatasaraylılar mı, elbette hayır! Diğer renklere gönül verenler de dillerine doladılar!
Ne zaman çarşıya insem ki, her gün iniyorum, tarafsızlar bile Osimhen'i soruyorlar. Biri 'bitti' diyor, diğeri 'yok bitmedi' muhabbetleri gırla gidiyor! Demem o ki, sosyal yaşamda birçok konunun önüne geçti Osimhen!
Çarşıda iki yakın dostum var, ikisi de öyle böyle değil, fanatik ötesiler, yani Galatasaraylılar! Ne zaman Beşiktaş Derneği'nin kapısını açıp, içeri girsem Özay İşçan adeta koşa koşa yanıma geliyor, "Osimhen bitti abi, bu sefer tamam" diye çığlık atıyor! Bu dediğim muhabbet iki haftadır hız kesmiyor!