Ne maç oldu ama!

Bu oyun bir maratondur, uzun soluklu bu kulvarda, ayakta kalmanın olmazsa olmazları vardır.
Nedir bunlar Çok koşan, mücadele eden, temaslı oynayan, tempo ve baskı yapan topa sahip olan vs.. Bu unsurları yerine getiremiyorsanız, yarışta yer alamazsınız, saf dışı kalırsınız! Tıpkı Kartal'ın geçtiğimiz sezonda kepenk indirmesi gibi! Demem o ki, Beşiktaş'ın ivedi olarak fabrika ayarlarına dönmesi şart!
Sergen Yalçın bu anlamda geç kalınmış olsa da büyük şanstır, fırsattır. Niye mi Anımsayın, neredeyse 13 kişiyle şampiyon yaptı Kartal'ı... Bu sezon Beşiktaş'a yabancı olan (!) meslektaşından kırık dökük bir takım teslim aldı Sergen hoca! Yönetimin de hakkını vermek gerekir... Yeni yedi yabancı, 5 yerli, artı kiradan çıkıp, yuvasına yerleşen 2 oyuncu. Yetmez mi Daha ne olsun
Sergen Yalçın, belli ki gözünü karartmış, Kartal'ı yeniden kanatlandırmak istiyor! Nasıl mı Çıkardığı on bire bakın yeter... Çok koşan, pres yapan, temaslı oynayan, mücadele eden takımın karşılığı ofansif sistemdir! Ne var ki ofansif oynarken, savunmayı unutmayacaksınız!
Niye mi Rakip Başakşehir, artı üç etkili oyuncusu sakat! Yani öyle çantada keklik olmadıklarını ilk yarıda gördük! Kartal'ın baskısına müthiş bir direniş gösterdiler, savunmayı sağlam tuttular, güçlü rakibine karşın daha çok ürettiler, fırsatları golle taçlandıramadılar.
Valla bu yarıdan müthiş keyif aldım... İki takım da tempoyu asla düşürmedi, kora kor bir mücadeleye tanıklık ettik.
Cerny, Kartal'ın yenilerinden bu yarıda ceza alanı dışından sert vurdu, kaleciden döndü, Abraham'ın ayakları birbirine dolaştı, atamadı, o da şaşırdı bizde!
İkinci yarı mı
İki takım da hız kesmeden devam ettiler, bu faktör stres ve heyecanı üst seviyeye taşıdı. Abraham 53'te müthiş bir fırsat yakaladı, direği geçemedi! Ne var ki rakip buldu mu atıyor! 71'de Deniz'in asistinde Shomurodov topu filelere gönderdi.