Biliyorum ki, bu yorumumu okuyan Galatasaray sevdalıları, eleştiri oklarını yine bana yöneltecekler! Vallahi hiç fark etmez...
Eleştirsinler, yeter ki hakaret etmesinler. Eleştiri alacağız diye gerçekleri sümen altı mı edelim Galatasaray'ın zirvede olması, oynadığı futbolla doğru orantılıdır; buna şapka çıkarırız. Ancak iyi futbol oynuyorlar diye dokunulmazlıkları mı var arkadaş
Abdülkerim iyi bir kaptan, iyi bir savunmacıdır; buna itirazımız yok. Ama Kasımpaşa maçında Diabate, iki eliyle sadece sırtına dokunuyor; Abdülkerim'in yan hakeme o bağırışı nedir Bağırdı ve faulü aldı!
Peki aynı Abdülkerim, maç içinde sık sık karşı karşıya geldiği Diabate'yi karga tulumba yere indiriyor... Bu, faulün dik alası! Orta hakem es geçiyor, yardımcıdan tık yok. Pozisyona isyan eden Emre Belözoğlu'na ise sarı kart çıkıyor.
Peki, Torreira'nın 80. dakikada ve skor 1-0 iken rakibinin ayağına basmasına ne demeli Torreira'nın ikinci sarıdan atılması gerekmez miydi Hakem dediğin, başka bir ifadeyle adalet dağıtan demektir. Kulüp ayrımı yapmadan adaletli düdükler çalacaksınız. Öyle "Küçüğe var, büyüğe yok" anlayışı olmaz!
Aslında hakemlerin psikolojisini de es geçmemek gerekir. Sadece hakemler mi suçlu Elbette hayır!
Gerek TFF, gerekse MHK büyük baskı altında. İki kurum da hakemleri yeterince koruyamıyor. Hakemler kendilerini güvende hissetmiyor.
"Ya hata yaparsam, ya kokartımı kaybedersem" korkusuyla maç yönetiyorlar. Bu psikoloji de hataları beraberinde getiriyor. İşte madalyonun bir diğer yüzü de budur!
Rafa'nın kafası bozuk!
Neredeyse iki aydır Rafa Silva ile yatıyor, Rafa Silva ile uyanıyoruz! Vallahi sadece Sergen Yalçın hoca değil, biz de bıktık, gına geldi, bezdik artık!
Adam çoktan fişi çekmiş! Hala bu fotoğrafın arkasından koşmanın, onu yeniden futbola döndürme hayalleri kurmanın ne anlamı var

18