Galatasaray'ın maşallahı var, taş gibi bir takım kurmuşlar. Kadro derinliği inanılmaz, üçte üç yaptılar. 10 gol attılar, kalesinde gol görmediler.
Demem o ki, Galatasaray bıraktığı yerden yoluna devam ediyor.
Buraya kadar her şey güzel...
Ne var ki, Barış Alper Yılmaz krizi gündeme bomba gibi düştü. Eee, Osimhen'in astronomik rakamlara transferi ile ilgili yönetim kanadına bir takım uyarılarda bulunmuştum. "Amannn haaa, parasal balansı bozmayın" dedik, derdimizi bir türlü anlatamadık.
Valla Barış Alper Yılmaz krizi benim için asla sürpriz değildir.
Bugün o, yarın bir başkası!
Bu oyun takım oyunuysa -ki öyle- parasal dengeyi bozmayacaksınız. Eeee Osimhen yıllık 16 milyon, Icardi 10 milyon, Sane ise 12 milyon euro... Peki, Barış Alper Yılmaz, yıllık 2 milyon euro!
Aradaki uçuruma bakar mısınız
Kaldı ki benim penceremden Barış Yılmaz'da çok özel bir oyuncudur. Yeteneklerini de hiç kimseyle tartışmam. Fizik gücü, çabukluğu, asistleri, golleri, topu rakip sahaya taşıması, inatçılığı 10 numaradır.
Kıssadan hisse!
GÜZEL SÖZLER
"Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu bir şey kaybettirmez. Bahanesi basit insandan, kaliteli muhabbet çıkmaz." TOLSTOY
Niye gittiniz niye dönüyorsunuz
Herkesin bir hayali, bir hedefi vardır...
Kimi doktor, kimi asker, kimi futbolcu olmak ister...
Branşları çoğaltabiliriz...
Ya futbolcular
Geçmişte kiminle konuşsak, söyleşi yapsak tamamı, 'Avrupa'dan dem vururlardı. Kimi İngiltere, kimi İspanya, kimi Alman, kimi ise İtalya hayali kururlardı.
Son yıllarda görüyoruz ki, lejyoner oyuncu sayısı azımsanmayacak kadar çoğunlukta.