Yarım asırlık meslek hayatımda hiçbir zaman kimsenin, hiçbir kurumun avukatlığına soyunmadım. Üzerimde asla forma göremezsiniz; artı duygularımı yorumlarıma karıştırmam...

Kısacası 'amigo' yazarlardan olmadım. Hep doğruların yanında durdum, düşüncelerimden bir milim sapmadım.

Nereye varmak istiyorum

El Bilal Toure'ye çıkan kırmızı kart olacak iş değil arkadaş! Pozisyonu defalarca izledim. Evet, bir darbe var, eyvallah. Ancak, hakem Ali Şansalan, pozisyonda önce faulü işaret etti, kart falan da göstermedi.

Kaldı ki Ozan Tufan darbe sonrası hemen ayağa kalktı; herhangi bir itiraz da söz konusu olmadı. Hatta Fatih Tekke kulübeden oyunun bir an önce başlamasını istiyordu. Bu tablo Toure'nin darbesinin ahım şahım sert olmadığının en büyük göstergesiydi.

Hal böyleyken VAR'da oturan arkadaş, o pozisyonda ne gördü de hakemi uyardı Kaldı ki VAR'ın devreye girmesi başlı başına hataydı; skandal ötesiydi.

Demem o ki; adı ne olursa olsun, ister kokartlı, ister kokartsız... Beşiktaş'a gelince kartlar öyle rahat kullanılıyor ki, anlatamam!

Başkan Serdal Adalı'nın tepkilerine kayıtsız kalamayız. Adalı, Beşiktaş'ın hakkını savunuyor, haksızlığa isyan ediyor. Siyah-beyazlılar ikinci yarı için yabancı VAR hakemi istiyor. Valla yerli VAR'lara bakıyorum, yerden göğe kadar haklılar.

Nedir bu Beşiktaş'ın sizden çektiği arkadaş! Hak yememeyi, adil kararlar vermeyi ne zaman öğreneceksiniz!

Kaptan böyle mi yapar

Takım kaptanı olmanın zorlukları, sorumlulukları vardır. O pazı bandını herkes taşıyamaz! Saha içinde hem arkadaşlarını yönlendirecek, hem mücadele edecek, hem de hakemlerle diyaloğu sağlayacak en önemli unsurdur kaptan.

Beşiktaş'ın kaptanı Orkun Kökçü... Kaptanlık bandını ona kim verdi, niye verdi; bu tartışmalara asla girmem. Hırsına mücadeleci yapısına da gıkımız çıkmaz. Ancak ikili mücadelelerde paldır küldür giriyor; hırsını kontrol edemiyor, el frenini çekemiyor!