ABD ve Avrupa bugün farklı şekillerde dünyayı tehdit ediyor. Rusya'yı Ukrayna üzerinden, İslam dünyasını Gazze üzerinden, Çin'i Tayvan üzerinden, Latin Amerika'yı Venezuela üzerinden ve Afrika'yı da Güney Afrika, Mısır ve Libya üzerinden tehdit ediyorlar.
Aktörler ve bölgeler değişse de tehdidin temel mahiyetini oluşturan sömürme arzusu değişmiyor. Amaç emperyalist tahakkümü yeniden tesis etmek.
Ne var ki hükmetmeye alıştıkları dışarıdaki dünya artık çok değişti. Batı'nın kontrol edemeyeceği kadar güçlendi ve farklılaştı. Kendi iç sorunlarını ve sıkışmışlıklarını çözemeyen Batılı ülkelerin dış çelişkileri de hâliyle giderek daha fazla derinleşiyor.
Çünkü dünyayla birlikte kendi ülkelerindeki değişimi de anlamakta zorlanıyorlar. Bu nedenle yönetici sınıfların kavrayışları azaldıkça panikleri de o oranda artıyor.
***
Rusya ve Çin'in merkezi tehdit olmasından önce Batı dünyası yıllarca Türkiye'yi ve Sayın Erdoğan'ı hedef alan kirli bir propaganda siyaseti izledi.Ancak Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'ya girmesiyle birlikte bütün dikkatler Moskova'ya odaklandı. Çin'in yükselişi ise özellikle ABD'de alarm zillerinin çalmasına yol açıyor.
Türkiye'ye karşı ortak hareket eden Batı dünyası, Rusya ve Çin tehdidine karşı ise kendi arasında bölünme yaşadı. Avrupa Rusya'yı, ABD ise Çin'i birincil düşman olarak algılayan bir strateji anlayışı geliştirerek birbirinden farklılaştı.
Batı'nın içsel ve dışsal alanlardaki tarihsel ittifakının çatlaması, bir bütün olarak Küresel Güney'e karşı mücadele performanslarını olumsuz yönde etkilemeye başladı.
***
Şu an küresel güç hiyerarşisinde Avrupa cephesi oldukça zayıflamış görünüyor. ABD artık Avrupa ile ortak hareket edemeyeceğini 28 maddelik Ukrayna
2