Son zamanlarda Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünya medyasında ülkemizin milli savunma teknolojisindeki ataklarına dair hemen her gün bir rapor, analiz veya haber yayımlanıyor. Türkiye'nin göz kamaştırıcı başarılarının neden ve sonuçları irdeleniyor. Dostlarımız sevinirken düşmanımız Rum ve Yahudi lobilerini ise hafakanlar basıyor.
Çünkü İsrail'in muharebeleri kazansa da bu savaşı Türkiye faktörü nedeniyle kaybedeceğinin farkındalar. Siyonistler ilk kez büyük bir yenilgiye doğru ilerliyor. Doha'daki fiyasko bunun göstergelerinden biri. Doha ile birlikte İslam dünyasının siyasi ve askeri açıdan Türkiye liderliğinde harekete geçmesi İsrail ve destekçisi Batı için tarihin en büyük jeopolitik kırılmasına yol açabilir.
Batılı siyonazistler için tehlike çok çok büyük. Bu nedenle ya İsrail'i frenleyecekler ya da iplerini tamamen çözüp yıkımına neden olacaklar. Ne var ki her iki yol da Batı ve soykırım aparatı İsrail için felaketle sonuçlanacak.
***
Zira Türkiye aldığı önlemlerle İsrail'i adeta felç edecek bir donanıma sahip olduğunu ispatlamış durumda. Tamamen kuşatılmış İran'a karşı bile ancak 13 gün direnebilen İsrail'in Türkiye karşısında hiçbir şansı yok. Zaten kendi askeri uzmanları da diplomat ve siyasetçileri de hatta en şahin ve fanatik kalemşorları dahi bunu itiraf ediyor. Türkiye'nin sahaya inmesi İsrail ve Batı için çok daha ciddi ve sistemik bir yıkımı tetikleyecektir.Temmuz ayının sonlarında "KKTC sadece Rumların değil bizim de sorunumuzdur" diyordu İsrail uzay araştırmaları direktör yardımcısı ve askeri stratejist Shay Gal. Türkiye'nin Kıbrıs'taki üslere yerleştirdiği S/İHA ve füzelerle İsrail'in bütün askeri ve ekonomik varlıklarının istihbaratına sahip olduğunu ve olası bir kriz anında bütün hedefleri çökertecek kapasiteye sahip olduğunu yazmıştı.
2 Eylül'de yine Israel Hayom'da yayımlanan yazısında ise "Erdoğan, Akdeniz'den Babülmendeb'e kadar kesintisiz bir kontrol istiyor. Nakliye rotalarına ve bölgesel stratejiye hâkim olmak istiyor" demiş.
***
Siyonist medya, Libya ve Suriye ile imzalanan deniz anlaşmalarıyla İsrail'in ticaretinin yüzde 98'inin bağlı olduğu Akdeniz'in hem üstünün hem de fiber optik kablolarla İsrail'i Avrupa'ya bağlanan denizaltındaki hâkimiyetin tamamen Türkiye'ye geçtiğini yazıyor.Doğrudur. Bizim muhalefetin şimdi neden "Akdeniz'de sondaj gemileriyle ne arıyoruz Petrol ve gaz yoksa neden hâlâ araştırmalar sürüyor Füze denemeleri balıkları ürkütüyor!" dediği daha iyi anlaşılıyor.