Siyonist projenin çöküşü

İsrail'in Gazze'ye yönelik barbarca saldırıları, Batı sömürgeciliğinin temel stratejisi olan işgal edilmiş topraklardaki yerli halkı tarihten ve haritadan tamamen silme projeksiyonuna dayanıyor. Avrupalılar bu vahşi projelerini onlarca ülkede hayata geçirdi. Fakat Batı bir sömürgeleştirme projesi olarak Siyonizm'de çuvalladı. Hatta Siyonist proje Batı'nın hegemonik çöküş sürecini hızlandıran bir yük olarak görülüyor artık.
Çünkü Hamas, 7 Ekim saldırısı ve sonraki üç ayı geçen süreçte gösterdiği direnişle Yahudilerin 'vaat edilmiş toprak' ve 'güvenli yurt' diye kutsadığı 'Eretz Israel İsrail Ülkesi' mitolojisini tuzla buz etti.
Siyonist İsrail projesi dünya sahnesinde tekrar bir anomaliye ve sapkınlığa dönüştü. Dünyada hemen herkes artık Siyonistlerin saçmalıklarını lanetliyor. Herkes Filistin Devleti'ne ve halkına destek veriyor.
Haritadan, tarihten ve hafızalardan silmek istedikleri Filistin her yerde daha kalabalık şekilde Siyonistlerin karşısına çıkıyor.
Dolayısıyla Siyonist İsrail'in üzerine inşa edildiği bütün ilkeler, mitolojiler, aksiyom ve paradigmalar çöküyor. Bu yıkımdan en büyük payı da "İsrail'in toprağı olmayan bir halk için halkı olmayan toprak üzerine kurulduğu" safsatası aldı.
Nitekim Batı kamuoyu bu Yahudi saçmalığını ırkçı bir kinayeyle dile getiren Kanadalı bakan Selina Robinson'u anasından doğduğuna pişman etti. Robinson, Siyonazilerle bir toplantıda "Filistin berbat bir toprak parçasıydı. İsrailliler bu çöpten toprağı ihya etti, uygarlaştırdı. Çalışkan İsraillilerin gelişinden