ABD'nin New York kenti belediye başkanlığını Müslüman Zohran Mamdani'nin kazanması yerel, ulusal ve küresel siyaset açısından birçok denklemin dayandığı ezberlerin bozulduğuna, güce ve paraya dayanan demokrasinin sonuna işaret ediyor. Dünya medyası, annesi Ugandalı, babası Hintli, eşi Suriyeli ve kendisi Amerikalı olan 34 yaşındaki Mamdani'nin zaferini her yönüyle sorguluyor.
Yaklaşık 200 dilin konuşulduğu göçmen kenti New York'ta zenginlerin değil halkın çıkarını önemseyenler ve Gazze için sessiz kalmayanlar kazandı.
Hukuk profesörü Ziyad Motala, El Cezire'deki analizinde, "Bu seçim siyasi imtiyazları erdem ve parayı liyakatle karıştıran bir düzenin ahlaki reddidir" diyor. Dolayısıyla milyarderlere, siyonist lobiye, kartel medyasına, İslamofobik ırkçı çevrelere ve hatta kendi partisinin ambargosuna rağmen Mamdani galip geldi. Bu sonuç bize çürümüş güçlü sınıfların iktidarı belirleme yeteneklerini kaybettiğini de gösteriyor.
***
Çünkü sadece ABD'de değil dünyanın her yerinde siyaset artık halkı temsil etmiyor. Bunun yerine iktidara gelenler Wall Street'e, lobilere, müteahhitlere, bankacılara ve savaş tüccarlarına hizmet ediyor. Bu yüzden hükümetin rantçılara değil çalışanlara hizmetini önceleyen Mamdani'nin temsil ettiği anlayışa sınıfsal gözlükle de bakmakta fayda var.Yoksa hemen her ülkede halkların ahlaken ve ideolojik olarak çürümüş siyaset sınıflarına yönelik tepkilerini yanlış okuruz.
Mamdani'nin kazanması paradoksal görünse de Cumhuriyetçi Parti ve ABD Başkanı Donald Trump kadar Demokrat Parti'nin de kaybettiğine işaret ediyor.
Çünkü küresel rantçılara ve soykırımcılara destek veren Joe Biden gibi liderler kendi oy tabanlarına karşı da ihanet içindeydi.
Mamdani'nin başarısı Cumhuriyetçi siyasetteki çöküş yanında Demokratlardaki sistematik çürümüşlüğü de mahkûm ediyor.
Siyonizmi eleştirdiği ve Gazze'deki İsrail zulmünü kınadığı için antisemitizm ile suçlanan Mamdani'ye yönelik Yahudi lobisinin karalama gayretleri sonuçsuz kaldı.

3