Rusya-Çin dışarıdan Türkiye ise içeriden

Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya ile imzaladığı memorandumu kasten çarpıtan muhalefetimiz, bu tarihi ve siyasi zaferi bir 'hezimet' olarak sunma manipülasyonunu sürdürüyor. Sayın Erdoğan'a yönelik kültürel ve siyasi nefret bu kesimlerin ideolojik körlüklerini ne yapsanız da yok etmeyecektir. Bir kez daha gördük ki aidiyet, devlet, vatan ve ülkelerine karşı yabancılaşmışlar. Milli meselelerde dahi düşman safına geçmekte bir beis görmeyecek kadar mutant hale gelmişler. Oysa 'bir devletin başka bir devlete siyasal bir sorunla ilgili olarak gönderdiği uyarı yazısı, siyasi muhtıra ve diplomatik nota' anlamını taşıyan memorandum ile Türkiye, 1856 Paris Antlaşması'ndan bu yana Batı sistemi karşısında ilk kez bu kadar güçlü bir pozisyon elde etti. Bir önceki yazımda da dile getirdiğim gibi 166 yıldır Avrupa sisteminin parçası olmaya çalışan bir siyasi geleneğimiz var. Bir buçuk asrı geçen bu süre zarfında hep bir aidiyet arayışında olduk. Jeopolitik ve jeokültürel eksenimiz hep Batı sistemi oldu. Batı taleplerde bulundu, biz de şartlarını yerine getirmeye çalıştık. Fakat 28 Haziran 2022 tarihli Madrid memorandumu bu bağlamda ülkemiz adına tarihi bir kırılmaya ve makûs talihimizi yendiğimiz yeni bir siyasi aşamaya işaret ediyor. Yani sadece İsveç ve Finlandiya değil bir bütün olarak ABD dahil Batılı ülkeler, Türkiye tarafından aidiyet testine tabi tutuluyor. Eğer Batılı ülkeler bu testi geçerse o zaman Türkiye, NATO'nun genişlemesine izin verecektir. Nereden bakılırsa bakılsın bu 10 maddelik muhtıra metni ülkemiz lehine stratejik bir kazanım, tarihi ve milli bir başarıdır. Bu okumayı yapamayanlar demek ki ülkemize Ankara'dan değil başka başkentlerden bakıyor. Çünkü Türkiye bu muhtıra ile hem eski hem de yeni dünya karşısında büyük bir stratejik koz elde etti. Unutmayalım ki şu anda Ukrayna'da iki dünyanın amansız bir savaşı var. Bir bakıma aynı anda iki dünyanın inşa sürecini izliyoruz. ABD liderliğindeki tek kutuplu eski dünyaya savaş açan Rusya, küresel statükoyu dönüştürerek Avrupa'da yeni bir güvenlik mimarisi kurmaya çalışıyor. ABD ise Ukrayna cephesinde Rusya, Çin ve Türkiye liderliğindeki yeni dünyayı daha fazla palazlanmadan boğmaya çalışıyor. ABD'nin yeni dünyayı durdurabilmesi öncelikle hayli yıpranan eski dünya sistemini yeniden ihya etmesine bağlı.