Küresel siyasette 14 Mayıs virajı

Türkiye küresel siyasette dengeleri değiştiren ve yeni dengelerin kurulmasına yol açan özerk dış politikası ile her cepheden ve kıtadan ülkeye ilham veriyor. Sadece İslam ülkeleri için değil yeni bir dünya arayışındaki 'reelpolitik' açıdan 'yükselen güç' kategorisindeki ülkeler için de Türkiye küresel bir trende ve cazibe merkezine dönüşmüş durumda. Hem ABD liderliğindeki 'Imperium'a hem de ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin arasındaki çıkar ve rekabete dayalı '5 büyük devletin dizayn ettiği dünya düzenine' karşı da ilk özerk stratejileri izleyen ülke olarak tarihe adını yazdıran Türkiye, elde ettiği başarıyla küresel çapta uluslararası siyasetin dinamiklerini yeniden belirlemeye başladı. En önemlisi de Atlantik bloğunun 'Roma locuta, causa finitaRoma konuştu, dava kapandı' şeklindeki emperyalist nobranlığın ezberlerini bozarak 'Siyah Kuğu' işlevi gören Türkiye, Ortadoğu başta olmak üzere Avrupa, Asya ve Afrika'dan birçok ülkenin teveccühünü kazanırken Müslüman halkların kalbinde ise adeta taht kurdu. Kısa sürede küresel bir alternatife dönüşen Türkiye emperyal statükonun 'askeri Keynesçilik' denilen en ölümcül saldırılarını dahi 'siyasi ve jeopolitik sermayesi' ile püskürttü. Böylece dünyaya, Batı'dan gelen ekonomik şoklara karşı nasıl direnilebileceğini kendi pratiğiyle gösterdi. Geldiğimiz aşamada ABD hâlâ ağırdan alsa da Rusya ve Çin küresel rekabet stratejilerini Türkiye benzeri aktörlerin özerk konumunu ciddiye alarak yeniden belirliyor. Zira Türkiye izlediği özerk ve bağımsız stratejiyle bugün bir 'küresel merkezi devlete' dönüşmüş halde. Türkiye'nin elde ettiği bu jeopolitik özerkliğe İslam dünyası başta olmak üzere Brezilya, Hindistan, Güney Kore ve Güney Afrika yanında Macaristan, Polonya, Kanada, İtalya, İspanya, Almanya, Fransa ve Japonya gibi Atlantik ittifakı içindeki ülkeler dahi gıpta ile bakıyor. Dolayısıyla yükselen güç aktivizmini simgeleyen Türkiye'nin tavrı, ABD ve diğer küresel aktörlere meydan okumanın da ötesinde bir mahiyete sahip. Kuşku yok ki bu tavır uluslararası siyasette bir sapmadan çok yeni bir norma işaret ediyor. Nitekim Türkiye'den sonra Suudi Arabistan da ABD'ye 'hayır' diyebildi. Endonezya, ABD'nin karşı çıkmasına rağmen Rusya'yı ev sahipliğini yaptığı G20'ye çağırdı. Almanya, Çin ile yeni bir Soğuk