BM'deki ağalık sistemi 'Veto' denen saçmalık

Dünyadaki barış ve istikrarı koruyup soykırım ve katliamları önlemekle görevli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) denen yapı dört aydır İsrail'in sistematik devlet terörünü seyrediyor. Küresel statükonun beş efendisinden biri olan ABD'nin vetosu nedeniyle BM harekete geçemiyor.
İsrail'in soykırım politikasına bir kez daha kalkan olan ABD vetosu aynı zamanda küresel sistemin omurgasını oluşturan BM'nin işlevsizliğini de bir kez daha kanıtladı.
Amerikan vetosuna isyan eden dünya, BMGK yapısında acilen köklü reform yapılmasını istiyor. ABD'nin 20 Şubat 2024 tarihli vetosu ilk değil. ABD daha önce 16, 18 ve 25 Ekim ile 8 Aralık 2023'teki Gazze'de ateşkesi öngören tasarıları da veto etmişti.

ABD kararları veto ederken "İsrail'in savunma hakkı" denen kepazeliğe sığınıyor. Yani soykırıma uğrayan savunmasız Filistinliler yerine her tür katliam silahıyla donattığı İsrail'i haklı gösteren sadist ve psikopat bir mantıkla hareket ediyor. Fakat dünya bu rezaleti seyrediyor. Bir şey yapamıyor. Nedeni de 'veto' denen saçmalık.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1945'te BM Güvenlik Konseyi kurulduğunda beş ülkeye daimi üyelik ve veto yetkisi verildi. Teklifi dönemin ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt yaptı. Çünkü bunu yapmazsa Sovyet Rusya, Çin ve Fransa'yı BM'ye üye yapamayacağına inanıyordu.
Böylece ABD, İngiltere, Rusya, Çin ve Fransa'ya GK'da daimi üyelik ve veto hakkı tanındı. BM Genel Kurulu'nda 193 üye ülke yer alıyor ancak kararları yasal olarak bağlayıcı değil. GK, BM bünyesinde uluslararası barışı korumakla görevli 15 üyeli bir grup ve kararları yasal olarak bağlayıcı.
Konseyin yetkileri arasında BM üyelerine, kuruluşlara veya bireylere yaptırım uygulama ile 'saldırgana karşı askeri eylemde bulunma' yetkisi