ABD Başkanı Donald Trump sonunda dilinin altındaki baklayı çıkardı. Venezuela'yı işgal etmeyi düşünmediklerini sadece Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu hedef aldıklarını söylüyordu. Ancak Şükran Günü'nde Trump, uyuşturucu kaçakçılarını çok yakında karadan da durduracaklarını söyleyerek Venezuela'yı 'istila ve talan harekâtının' işaret fişeğini yaktı.
Trump'ın izlediği strateji ve ileri sürdüğü gerekçeler ABD'nin Güney Amerika'ya karşı izlediği 200 yıllık sömürgeci geleneğin bir yansıması.
1800'lerin başından bu yana ABD, Latin Amerika ve Karayip ülkelerine karşı işgal, istila, askeri operasyon, darbe, ekonomik ambargo ve iç savaş gibi her tür sömürgeci kaos politikasını devreye sokmaktan çekinmedi.
ABD'nin temel hedefi siyaset ve ekonomilerini kontrol ederek bu ülkeleri hem mecazi hem de literal anlamda birer 'muz cumhuriyeti'ne dönüştürmekti. Nitekim tarihe ilk muz cumhuriyeti olarak geçen ülke de Amerikalı United Fruit Company'nin nerdeyse herkesi muz üretimine zorladığı Honduras oldu. Eskiden bahane muz, tütün, şeker ve pamuktu. Sonra solculuk, petrol ve diğer değerli madenler oldu.
***
1898'de imzalanan Paris anlaşmasıyla ABD, İspanya'nın sömürgelerinden Küba, Porto Riko, Guam ve Filipinler'i kolonisi haline getirdi. Ardından Hawaii, Panama, Honduras, Nikaragua, Meksika, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti'ne 'muzdan bahanelerle' askeri müdahalelerde bulundu. Muz bahanesi 1934'te Başkan Franklin D. Roosevelt'in Haiti'den çekilmesiyle sona erdi. "İyi komşuluk stratejisi" devreye girdi. Ancak 1947'de CIA'nın kurulması ve 1948'de de Soğuk Savaş'ın başlamasıyla birlikte muzdan bahanelerle müdahale siyaseti yeniden hayata geçti.Şimdiki muzdan bahaneyle hedef alınan ülke Venezuela. Asıl amaç ülkenin zengin kaynaklarının Amerikalı şirketlere peşkeş çekilmesi. Soğuk Savaş'ta ABD'nin iki önemli darbe kriteri vardı.
İlki hedef alınan ülkelerin sol görüşlü liderlere sahip olmasıydı. İkincisi de bu ülkelerin kaynaklarını sömüren Amerikalı şirketleri millileştirmesiydi.
Bu amaçla CIA onlarca ülkede darbe yaparak ülkeleri kronik iç savaşlara sürükledi. Nitekim 1954'te Guatemala'daki darbeden sonra ülke 1996'ya kadar iç savaştan çıkamadı. Haliyle ülkelere iki emperyalist seçenek sunuyor ABD. Ya sol iktidarlardan kurtulursunuz ve benim sağcı diktatörlerimce sömürülürsünüz. Ya da vazgeçmediğiniz liderler nedeniyle sizi açlığa ve iç savaşlara mahkûm ederim.
***
1948-1991 arasındaki Soğuk Savaş döneminde ABD, 1961'de Küba ve Brezilya'da, 1963'te Ekvador'da, 1964
14