Amerikan paradoksu

Terörle savaş, Irak ve Afganistan hezimetlerinden ders çıkarmayan ABD yönetimi şimdi de Siyonist İsrail rejimi eliyle Gazze'de soykırım projesini uyguluyor. Öte yandan Ukrayna'da da yüz binlerce insanı öldüren, yaralayan, milyonlarcasını göçe zorlayan ve ülke çapında muazzam yıkıma yol açan bir vekâlet savaşını teşvik edip finanse ediyor.
Brown Üniversitesi'nin Watson Enstitüsü'ne göre, Amerika'nın 911 sonrası savaşlarında doğrudan ölümleri 400 binden fazlası sivil olmak üzere toplam 940 bin civarında. Dolaylı ölümler de eklenirse bu sayı 4.5 milyona ulaşıyor. Bu rakamlara Ukrayna ve Gazze'deki son ölümler dâhil değil.
Kurulduğundan bu yana zamanının yüzde 90'ını savaşla geçiren bir ülkeden bahsediyoruz. ABD'nin kronik savaş bağımlılığı ister istemez iç politikasını da totaliter bir yöne savuruyor. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü gibi değerler konusunda mangalda kül bırakmayan ve dünyayı sigaya çeken Amerikan yönetimi ülke içinde ise totaliter ve antidemokratik bir rejimi uyguluyor.

Amerikalı siyasi sınıflar bir bakıma George Orwell'in 1984 romanını aratmayan korku, propaganda ve beyin yıkama faaliyetleriyle halkı ve hayatı kolayca manipüle edebiliyor. Antidemokratik denetim mekanizmasıyla da statükoyu eleştirenler silindir gibi eziliyor.
Doğal olarak istihbarat ve kolluk kuvvetleri, düşman yerine Amerikalıları düzenli olarak gözetliyor ve muhalif sesleri bastırmak için kartel basını ve sosyal medya şirketleriyle rutin ve sistematik işbirliği yapılıyor.
Yetkililer bırakın siyasi protestoları yerel eğitim kurulu toplantılarını dahi izliyor. Çizgiyi aşanlar hemen saf dışı ediliyor.
ABD federal kolluk kuvvetleri ve vergi daireleri başta farklı siyasi görüşe sahip kesimler olmak üzere çocuklarını kendileri eğitmek isteyen ebeveynleri bile kovuşturuyor.
Dışarıda 'demokrasi düşmanlarıyla' savaştığı propagandasını yapan Amerikan yönetimi içeride de kendi halkıyla çatışıyor. Ve bu savaş her geçen gün daha da derinleşiyor.

Bu açıdan ABD tiranlığın önde gelen bütün unsurlarına sahip bir rejim konumunda