Bercan Tutar

Sabah

Napolyon ve Hitler'den sonra şimdi de NATO!

Batı ne zaman Rusya'ya yöneldiyse hep hüsranla karşılaştı. Tarihteki bu kural Ukrayna kriziyle yeniden tekerrür etti. İlk olarak Fransa imparatoru Napolyon Bonapart 1812'de Moskova seferine çıktı ve tarihi bir yenilgi aldı. 1941'de de Nazi Almanya'sının lideri Adolf Hitler Moskova'ya taarruza geçti. Ancak üç ay içinde ağır bir hezimet yaşadı. Batı

Putin depremi... Bu daha başlangıç!

Uluslararası statükodaki jeopolitik darboğazı tarihi fırsatlara çeviren Rusya lideri Vladimir Putin'in tektonik hamleleri Euro-Atlantik güvenlik sistemini temelden sarsıyor. Atlantik için artık yolun sonu göründü. Zira Putin realitesi Batı'nın kâğıttan kaplan olduğunu ortaya çıkardı. Askeri karşılık yerine siyasi ve ekonomik yaptırımlar çaresizliği

Krizin sorumlusu Putin mi Batı mı

Rus yazar Lev Tolstoy'un ünlü romanı Savaş ve Barış ölmez bir edebi eser olmanın yanında aynı zamanda önemli bir tarih felsefesi kitabıdır da. Düşünürler bu nedenle Tolstoy'un dört ciltlik romanının sonuna eklediği 150 sayfalık felsefi bölüme adeta ayrı bir 'kaynak eser' muamelesi yapar. Bugünlerde dünya Ukrayna'daki krize kilitlenmiş durumda. ABD

Ukrayna'da olan Ukrayna'da kalmaz

ABD'nin savaş çığırtkanlığı ve provokasyonu sonuç vermedi. Batı'nın oyununa gelmeyen Rusya, Ukrayna sınırındaki birliklerini geri çekmeye başladı. Talimat bizzat Rusya lideri Vladimir Putin'den geldi. Ukrayna krizinde savaş totosu oynayan ABD ve İngiltere ise resmen dünya kamuoyunda trajikomik duruma düştüler. Hâlâ da kuyruğu dik tutma derdindeler.

Ukrayna krizindeki jeopolitik mutasyon

Dünya pandemi sonrası döneme hazırlık yaparken Joe Biden'ın 13 ay önce iktidara gelmesinden sonra derin ABD oligarşisi ile stratejik ortağı İngiltere'nin sistemli provokasyonuyla Ukrayna krizi yeniden tedavüle sokuldu. Geldiğimiz aşamada Ukrayna'yı işgal etmesi için Rusya'ya adeta yalvaran bir Anglosakson anlayışı var karşımızda. Birçok Batılı ülke

Ukrayna krizine Finlandiya modeli

2013'ten bu yana dünyayı meşgul eden ve son iki aydır da tansiyonun had safhaya ulaştığı Ukrayna krizinde en kötü senaryo olan 'savaş ihtimali' artık devre dışı. Çünkü olası bir işgal hareketi veya savaş, Rusya ve Avrupa'nın Anglosakson tuzağına düşmesi anlamına gelirdi. Bu badire şimdilik bertaraf edildi. ABD'nin senaryosu sadece Ukrayna'yı değil

ABD'nin trajik Ukrayna tiyatrosu

Hegemonik çöküşü derinleşen ABD'nin sahnelediği trajikomik Ukrayna tiyatrosu bize insan hakları ve demokrasi havariliği yapan bir gücün kendi çıkarı için nasıl da dünyayı ateşe vermekten çekinmediğini gösteriyor. Fakat ABD aynı kalsa da dünya değişiyor. Herkes olan bitenin farkında. Bu nedenle hiçbir ülke bu oyunda rol almak istemiyor. Ne Almanya v

Ukrayna krizi, Avrupa'yı yeniden dizayn projesidir

Şu anki tabloya göre ABD Başkanı Joe Biden'ın kaos ve işgal diplomasisi sonuç vermemiş görünüyor. Özellikle Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un 'savaş olmayacak' açıklamasından sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşen Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den de gerilimi düşüren çıkışlar geldi.

'Kar yağarken bile yüzü kirlenenler'

"Efendi biziz! Sizin göreviniz ise pabuçlarımızı parlatmaktır" havasındaki küresel emperyal statükocular ile yerli exelitlerimiz, Yeni Türkiye'yi ve onun siyasi kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı alt edememenin ve ona artık söz geçirememenin 'delirium'u içinde... İçeride ve dışarıdaki yeminli Erdoğan düşmanları bugünlerde hayli travmatik bir süre

ABD'nin Çin eksenli Ukrayna fiyaskosu

Dünyanın Ukrayna krizine kitlendiği bir süreçten geçiyoruz. Atlantik'in at gözlükleriyle bakanlar inkâr etse de ABD'nin kirli Ukrayna senaryosundaki asıl hedefinin Rusya'yı Çin'e karşı yanına çekmek olduğunu herkes görüyor. ABD'nin ne Rusya ile yumuşama vaadi ne de savurduğu tehditler şimdiye kadar Moskova-Pekin ittifakını sarsamadı. Ancak ABD ve R