200 yıllık çaba 20 yılda heba oldu

Amerika'nın küresel hegemonyaya ulaşması tam iki yüzyıl sürdü. Onu kaybetmesi ise yalnızca yirmi yılda gerçekleşti. Bu jeo-politik kırılma uluslararası ilişkileri daha da karmaşık hale getiriyor. Bütün aktörler bu yeni güç dengelerine uyum sağlamanın telaşı içinde.
Çünkü ABD liderliğindeki Batı hızla çözülüyor. Batılı güçlerle Asya-Pasifik arasında Ukrayna'daki savaş, Gazze'deki soykırım katliamları, Tayvan krizi, Suriye, Libya, Irak ve Yemen'deki dış müdahale ve iç çatışmalar ile İsrail ve İran arasındaki saldırı düellosu gibi farklı cephelerde yaşanan mücadelelerin yakın gelecekte daha da şiddetlenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Bu Makyavelist rekabet yeni bir küresel konsensüs sağlanana veya SSCB'nin çökmesi gibi yeni bir küresel yıkım yaşanana kadar sürecektir. Çünkü ABD ve genel olarak Avrupa'da olan bitenler tarihi bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Newsweek'ten William Cooper, ABD'nin dilemmasını iki soruyla yanıtlamaya çalışıyor. İlk soru "Amerika'nın gerilemesi uzun bir ilerleme eğrisindeki yeni bir düşüşten mi ibaret" şeklinde. İkincisi de şöyle "Yoksa daha ziyade dik ve geri dönüşü olmayan ulusal gerilemenin ilk aşaması mı"
Siyasi felsefeye meraklı Cooper'a cevabı Amerikan halkı vermiş. Son Gallup anketinde Amerikalıların yüzde 67'si ülkenin dünyadaki konumundan memnun olmadığını söylüyor. 2000'de ise halkın yüzde 65'i memnundu.
Birçok analistin de işaret ettiği üzere Amerika son 20 yılda çok sayıda kamu politikası başarısızlığından giderek işlevsizleşen iç ve dış stratejilere, sanayileşmeden ulaşıma, istihdamdan eğitime, kültürel krizlerden sağlık sistemindeki sorunlara kadar hemen her alanda büyük bir düşüş yaşadı. Sistemin kusurları kronikleşiyor. İfade özgürlüğü, seçim dürüstlüğü ve adalet duygusu dibe vurmuş durumda.

Özellikle ileri teknoloji bu sosyo-ekonomik ve kültürel sorunları daha da kaotikleştiriyor. Her ne kadar internet, sürücüsüz arabalar, gıda ve