Sığınmacı da kendi inancını dayatırsa!

Medya birkaç gün sonra şöyle yazacak: "Bir yılı daha geride bıraktık" Ve artık bütün iyi temenniler gelecek yıl içindir. Tabii işler temenniyle çözülmediği gibi, yılı nasıl geride bıraktığımız da önemli. Çünkü her yeni yıl, geride bıraktığımız yılların ve o yıllardan kalan sorunların bir toplamı olarak yeniden karşımıza çıkıyor. Mesela bazı haberlere bakınca anlıyorsunuz ki; önümüzdeki yıllarda sığınmacılar ya da mültecilerin "uyum" sorunu ülkenin en önemli sorunlarından biri haline gelecek.Hatırlarsanız geçen yıl kendisini "eğitimli" Afgan gazeteci olarak tanıtan ve bu ülkeye yerleşen bir Afgan, video yayınladı ve Türkiye'nin yaşam biçimini, kadınlarını hedef alan ağır ifadeler kullandı. "Google'a Türkiye yazınca karşınıza çıplak kadınlar çıkıyor" diyerek... Bu haddini aşan ifadeler tartışılırken Türkiye'ye yerleşen Suriyeli bir adamın 13 yaşındaki bir kız çocuğunu istismar etmesini görmezden geldik: Çocuğun doğum yapması üzerine konu yargıya taşınsa da yargı, "Suriye kanunlarına göre suç değildir" diyerek adamı serbest bıraktı, yine görmedik!Ve bu yılın sonunda, 2022 Türkiye'sinde yaşayan bir mülteci, girdiği bir markette, kasiyer kıza başını kapatması yönünde bir telkinde bulunabiliyor. "Alkol, sigara satıyorlar yani İslam'da böyle şeyler olmaz. Normalde saçını göstermeye gerek yok" diyerek. O esnada markette bulunan bir müşteri, "Burası Türkiye Cumhuriyeti farkında mısınız" diye soruyor. Faslı erkek de "İslam var burada değil mi" diye karşılık veriyor. Müşteri "Evet, İslam var ama biz burada demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Kimin nerede çalıştığı nerede ne yaptığı seni ilgilendirmiyor. Bu kadın burada çalışmak istiyorsa burada çalışabilir" dese de mülteci kararlı. Tekrar kasiyer kadına dönerek, "Ben cennet istiyorum sana" diyor. İyi olan şu ki polis görüntüler sonrasında kimliğini tespit ettiği bu şahsı gözaltına alıyor.Türkiye medyasının bir bölümü yıllardır mültecilerin haklarını, sorunlarını sayfalarına taşıyor. Mültecilere yönelik ırkçı, nefret söylemlerine karşı bir duruş sergiliyor. Zaten olması gereken de bu. Nobel ödüllü yazar Toni Morrison'ın dediği gibi "Irkçı insanlar, onlar hariç herkesin görebileceği çarpık ruha sahiptir."var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6877118;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6877118;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarbelma-akcurasiginmaci-da-kendi-inancini-dayatirsa-6877118' });Fakat medya, mültecilerin bir süredir ülkeyi kendi zihniyetine, kültürüne, dinine, inancına göre zaman zaman dizayn etmeye kalkışmasını da görmemezlikten geliyor. Evet, belki sığınmacılar bu ülkede "misafir" olduklarını çabuk unuttu ama Türkiye de unuttu! Bu tür haberleri medyanın yok sayması, ırkçılıkla suçlanmamak için sorunu görmezden gelmesi önümüzdeki yıllarda bu tür olayların daha da artmasına sebep olacaktır. Türkiye'nin