Sanatın diplomasiye müdahalesi

Plastik kirliliğine karşı küresel bir anlaşma oluşturmak amacıyla başlatılan müzakereler yine sonuç vermeyince sanatçı, aktivist Benjamin Von Wong, Birleşmiş Milletlerin kapısının önüne devasa bir heykel yerleştirdi.

Eser Rodin'in ünlü Düşünen Adam heykelinin bir yorumu…

Düşünen adamın elinde bir bebek, etrafı çöplerle dolu…

Eser gelecek nesillerin omuzlarındaki ağır mirası simgeliyor.

Sanatçının "Düşünen Adam'ın Yükü" adını verdiği bu heykelin altını dolduran plastik atıkların arasında, nesilden nesile aktarılabilen sarmaşık şeklinde dev bir DNA ipliği de var.

Von Wong, eserindeki bu metaforu "geç kalınan her gün, gelecek nesillerin sağlık hakkı için bir kumar" sözleriyle tanımlıyor.

Sanatçı tartışmanın yalnızca çevre krizi olarak değil, aynı zamanda küresel bir sağlık sorunu olarak görülmesi gerektiğini de belirtiyor.

***

Çevre bilimcilere göre, küresel plastik kirliliği anlaşmasına yönelik müzakerelerin uzaması nedeniyle her geçen gün, yaklaşık 30.000 ton plastik daha okyanuslara karışıyor.

Dolayısıyla içeride petrol ve kimya lobilerinin direnciyle zayıflatılan müzakerelerin, dışarıda plastik yığını bir eserle kuşatılmış olması, sanatın nadir de olsa diplomasiye müdahalesi bakımından önemli.

Çünkü dünyanın plastik kirliliğine son vermeyi amaçlayan ülkeler son üç yıldır müzakere üstüne müzakere yapıyorlar, raporlar hazırlıyorlar ama çözüm üretemiyorlar…

Geçtiğimiz günlerde Cenevre'de sürdürülen bu müzakerelerden yine sonuç alınamadı. Plastik kirliliğine son vermek amacıyla yasal bağlayıcılığı olan anlaşma

petrol üreticisi ülkeler Suudi Arabistan, İran ve Kuveyt'in üretim kısıtlamalarına ve zararlı kimyasalların düzenlenmesine karşı çıkması nedeniyle kilitlendi.

Müzakerecilerin önüne gelen son taslak, bağlayıcı hükümler içermeyince hem çevreci gruplardan hem Avrupa Birliği'nden hem de bazı şirketlerden sert tepki aldı.

***

Plastiklerle ilgili son raporlardan birinde endokrin sistem bozuklukları, hormon bağlantılı kanserler, üreme ve doğurganlık sorunları ile kronik solunum hastalıkları gibi birçok biyolojik etkilerle ilişkilendiriliyor.

Oysa önlem almanın nasıl sonuçlar yaratacağını tarih bize gösterdi.

En önemli örneklerden biri, ülkelerin bilimsel veriler tam olarak netleşmeden önce kararlı adımlar attığı 1987 Montreal Protokolü'dür.