Mesele yaş değil; mesele kimin yaşlı olduğu

Robert De Niro'nun başrolde olduğu The Intern filminde, 70 yaşındaki bir adam gençlerle dolu bir şirkete stajyer olarak girer.

İlk günlerde herkes onunla dalga geçer, "Bu yaşta ne işi var burada" diye şaşkınlıkla baksa da o deneyimiyle varlığını kanıtlar.

Sinemada alkışlıyoruz ama gerçek hayatta öyle değil.

Kapımıza 70'lik bir iş başvurusu gelse, "Amca sen de otur artık," deriz.

Bunu da her yıl kutlanan Dünya Yaşlılar Günü hatırlatıyor bize.

Ne garip değil mi İnsan hayatının en doğal evresi için özel bir gün icat etmişler.

Çünkü yaşlılık, bir günlüğüne hatırlanan ama yılın geri kalan 364 günü görmezden gelinen bir evreye dönüştü.

***

Bir tek siyasetçiler yaşlanmıyor; dünyanın neresine giderseniz gidin siyasetin yaşı yok.

Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya, 92 yaşında. Dünyanın en yaşlı devlet başkanı.

1982'den beri ülkesini yönetiyor ve bugün yeniden aday.

Dört kuşak gelip geçmiş ama o hâlâ "gelecek" vaat ediyor.

İktidar söz konusu olunca yaşlılık ne "yük" oluyor ne de "hastalık."

Tam tersine, "tecrübe" diye kutsanıyor.

Bugün dünyayı yönetenlerin yaş ortalamasına bakın; örneğin Joe Biden 81 yaşında, Donald Trump 79 yaşında yeniden başkan koltuğunda.

Avrupa, emeklilik yaşını 65'e çekmek için tartışırken; Putin ve Şi Cinping uzun yaşamın sınırlarını, hatta ölümsüzlüğü konuşuyor.

Ama aynı yaşlardaki sıradan insanlara dönüp bakıyoruz: "Hâlâ çalışıyor musun" diye şaşkınlıkla soruyoruz. "Bu yaşta o kıyafet sana gitmez," diye küçümsüyoruz. Bir başkasının üretkenliği yaşlılığa rağmen sürüyorsa, onu "hayret uyandıran" haberlerle duyuruyoruz.

Kısacası, gücü olmayanın yaşı kusur, gücü olanın yaşı erdem sayılıyor.

***

Bugün sıradan insanlar için yaşlılık sadece biyolojik değil, dijital bir dışlanma biçimine de dönüştü.

Teknolojinin hızı karşısında "geri kalmış" olmak, yaşlılığın yeni tanımı haline geldi.

Banka uygulamasına giremeyen bir emekliye, bilet almayı beceremeyen bir yaşlıya sabırsızca bakan gençler, farkında olmadan onları görünmez kılıyor.

Yaşlılığı hafızayla, tecrübeyle, geçmişin tanıklığıyla birlikte yaşatmak yerine, "sisteme uyum sağlayamayanlar" listesine ekliyoruz.

Ama yaşına rağmen ülkesinin yönetimine talip olan Biya gibi liderler, dijital devlet sisteminde kendi başlarına bir işlem yapabilirler mi

Muhtemelen hayır.

Ne var ki güç ellerinde olduğu sürece bu "yetersizlik" kimseyi ilgilendirmiyor.