Hücresinde ölü bulundu.
O gün gardiyanlar hücresine sekiz saat boyunca hiç bakmadı.
Her 30 dakikada bir yapılması gereken rutin kontroller ihmal edildi.
Hücrenin kameraları bozuldu.
Hücre arkadaşı, ölümünden bir gün önce başka bir hücreye alındı.
Ölüm saatine dair görüntüler yoktu, tanık yoktu ve kayıtların bir kısmı silinmişti.
Küresel çapta zenginlerin, siyasilerin, aristokratların ve iş insanlarının dahil olduğu büyük çocuk istismar ağının kilit ismi Jeffrey Epstein'in hikâyesi, 2019 yılında New York'taki bir hücrede böylece son buldu.
Resmi kayıtlara 'intihar' olarak geçse de çocuk istismarı, seks ticareti ve bir dönemin en karanlık yüzünü temsil ediyor oluşu küresel çapta bir suç ağına işaret ettiği için dosyası bir türlü kapanmıyor.
***
Epstein'in sevgilisi Ghislaine Maxwell'in suç ağındaki aktif rolü, yalnızca cinsel istismarların kolaylaştırıcısı değil, aynı zamanda elit çevrelerle kurulan ilişkiyi normalleştirendi.
Amerikan medyası ise 1990'lardan itibaren bu çarpık ilişki ağını görmezden gelerek, sessizliğiyle hem suç ortaklığını hem de bu karanlık düzenin meşrulaşmasını besledi.
2005'te Epstein hakkında ilk soruşturma açıldığında, haber medyada neredeyse hiç yer almadı.
Dedikodu gibi kulaktan kulağa sürdürülen ilişkiler ağı 2018'de yeniden gündeme getirildi.
Ancak medya bu kez de bu haberleri reyting fırsatına çevirdi.
Derinlemesine analizden yoksun haberlerle görsel pornografi ve sansasyonel bir dili öne çıkardı.
Adı geçen herkes zan altında bırakıldı, delilsiz suçlamalar üretildi.
Bu da esas sistematik suç ağının gözden kaçmasına yol açtı.
Epstein dosyası bir medya sınavıydı.
Sorular zordu: Güçle yüzleşmek mi, sessiz kalmak mı
Reyting mi, hakikat mi
***
Epstein'in kara defterindeki isimler de sıradan kişiler değil:
İngiliz kraliyet ailesinden Prens Andrew, eski ABD Başkanı Bill Clinton, Donald Trump, Hollywood elitleri…
Liste uzayıp gidince, medya başlangıçta gücün yanında dursa da sonun da konuyu gündemine almak zorunda kaldı.
Netflix, BBC, TLC gibi kanallarda Jeffrey Epstein davasıyla ilgili belgeseller patladı.
Epstein'in ilişkileri ve yargılandığı sırada hücresinde 'intihar' etmesi üzerine çok sayıda belgesel yapıldı.
Resmi belgeler ve uzman görüşleriyle desteklenen belgeseller Epstein'in ölümünde "ihmal" ile "örtbas" arasındaki sınırın ne kadar ince olduğunu da gözler önüne seriyor.