Türkiye'nin e-ticaret karnesi

Son yıllarda Türkiye'de e-ticaret yalnızca bir ticaret modeli değil, toplumsal ve ekonomik dönüşümün ana damarlarından biri hâline geldi. Ticaret Bakanlığı 2024 yılı e-ticaret raporunu açıkladı. Verilere göre e-ticaret hacmi, bir önceki yıla göre %61,7 büyüyerek 3 trilyon lirayı aştı. Bu sadece kuru bir istatistik değil, hayatımızın nasıl değiştiğini anlatan bir tablo.

Geçtiğimiz yıl e-ticaretin tüm ticaret içindeki payı ise %19,1. Yani her beş liralık alışverişin biri artık dijital kanallardan yapılıyor. Bu, sadece ticaretin yön değiştirmesi değil, aynı zamanda tüketici alışkanlıklarının da tamamen yeniden yazılması demek.

Birkaç yıl öncesine kadar internetten alışveriş hâlâ bir tercihti. Bugün ise çoğu insan için bir zorunluluk. Çünkü hız, kolaylık ve çeşitlilik artık günlük hayatımızın vazgeçilmezleri.

2023'te toplam e-ticaret işlem sayısı 5,87 milyar adet olmuştu. 2024'te bu sayı 5,91 milyara yükseldi. İlk bakışta artış küçük görünebilir, ancak burada dikkat çekici olan perakende tarafındaki gelişme; perakende e-ticaret işlemleri bir yılda %10,1 artarak 1,85 milyar adede çıktı. Bu, tüketicinin "sepet tutarı küçülse bile sıklıkla çevrimiçi alışveriş yapmaya" devam ettiğinin göstergesi.

2024'te ortalama perakende sepet tutarı 875 TL olarak gerçekleşti. Bu değişim yalnızca ekonomik değil, psikolojik bir dönüşümün de işareti. Eskiden insanlar, "büyük meblağlı alışverişler mağazadan yapılır" derdi. Bugünse tüketici, beyaz eşyadan mobilyaya, hatta araç yedek parçalarına kadar dijitalde işlem yapmaktan çekinmiyor. 2023'te pandemi sonrası hızla artan güven, 2024'te kalıcı davranış biçimine dönüşmüş durumda.

Gıda, elektronik ve hızlı ticaret

2023 raporunda giyim, elektronik ve gıda-süpermarket sektörleri öne çıkıyordu. 2024 verilerine bakıldığında tablo değişmedi ancak özellikle gıda-süpermarket kategorisi, e-ticaretin günlük yaşama ne kadar entegre olduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada hızlı teslimat ve Q-Commerce yani "hızlı ticaret" artık yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. 2024'te en çok konuşulan başlıklardan biri olan Q-Commerce'in hacmi, bir yılda %98 artışla 250 milyar liraya yaklaştı ve neredeyse ikiye katlandı. Eskiden "yarın gelsin" yeterliydi, şimdi ise "hemen gelsin" dönemi başladı. Tüketici yemeğini, kahvesini, hatta evcil hayvan mamasını 10–15 dakika içinde kapısında görmek istiyor. Bu dönüşüm, mahalle bakkalından dev süpermarket zincirlerine kadar herkesin dijitalde rekabet etmek zorunda kaldığını gösteriyor. Artık yalnızca fiyat değil, teslimat süresi de rekabetin en kritik unsurlarından biri hâline geldi. Önümüzdeki yıllarda tüketicinin zihninde "kaç dakikada ulaştırıyorsun" sorusu, "kaç liraya satıyorsun" kadar belirleyici olacak.

Kadınların dijital gücü

Raporun en dikkat çekici bulgularından biri kadınların ağırlığı. Harcamaların %58'i kadınlar tarafından yapılıyor. Bu da dijital perakendenin, özellikle moda, kozmetik, kişisel bakım ve ev ürünleri gibi alanlarda kadın tüketicilerin güçlü etkisiyle şekillendiğini gösteriyor.

Ama mesele sadece tüketici tarafı değil. Kadın girişimciler de sahnede. Türkiye'de ki e-ticaret işletmelerinin yaklaşık %27'si kadınlara ait. Çoğunluğu 30–34 yaş aralığında. Yani genç kadınlar, dijital çağın en cesur oyuncuları. Evde kurdukları küçük atölyelerden kendi markalarını yaratıyor, sosyal medyadan pazarlıyor, pazaryerlerinde binlerce kişiye ulaşıyor.

Bir düşünün; Kayseri'de bir anne, çocuklarına bakarken aynı zamanda el emeği ürünlerini Trendyol'da satıyor. İzmir'de genç bir tasarımcı, yaptığı çantaları Instagram'dan pazarlayıp siparişlerini Hepsiburada'dan kargoluyor. İşte 3 trilyonluk pastanın arkasında bu hikâyeler var.

2023 raporunda 6 Şubat depremi önemli bir kırılma noktasıydı. Deprem bölgesindeki e-ticaret hacmi kısa süreli dalgalanmalar yaşadı, lojistik zorluklar gündeme geldi. Ancak 2024 verileri, bu kırılmanın ardından sektörün toparlandığını, hatta afet zamanlarında e-ticaretin toplumsal dayanışmaya nasıl katkı sunduğunu ortaya koydu.