Tuzsuz Deli Bekir muhalefeti

Çalışma hayatını iyi bilen uzmanlardan biri olan Tarkan Zengin, aynı zamanda güncel gelişmelerin nabzını tutan, görüşlerini kalemiyle dile getiren bir aydın. Akşam gazetesinde dünkü yazınının başlığıydı 'Türkiye'ye muhalif olmak'...

Bu cümle gerçekten de 'sözde muhalif' kesimin durumunu iyi özetliyor.

Alternatif politikalar üretmek yerine körü körüne iktidar düşmanlığı yapan bir muhalefet anlayışı var.

Vatandaş icraat bekliyor, temiz siyaset istiyor kimin umurunda.

CHP'li belediyelerdeki yolsuzluklarla ilgili savunma stratejileri şu: İftira atıyorlar.

İyi ama şikayet eden de itirafçı olan da CHP'li: Onlar içimizdeki hainler.

Her şeye cevapları var ama boş laf!

Çalınan minare kılıfa sığmaz olunca, baklava kutusu içindeki rüşvetin görüntüleri (inkar edilemeyecek biçimde) ortaya çıkınca da "Sadece CHP'li belediyelere operasyon yapılıyor, diğerlerine ses çıkarılmıyor" diyorlar.

İçişleri Bakanlığı'nın rakamları bu iddiayı yalanlıyor. 2024 yılı içinde İçişleri Bakanlığı tarafından 176 soruşturma izni verilmiş ve aralarından hemen her partiden belediyeler var.

Her şey gelir geçer ama bir muhalefet partisi liderinin milleti, demokrasiyi, hukuku, savcıları, adaleti, sandığı tehdit etmesi insanı memleket adına endişelendiriyor.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı'na "Sen kötüleş senden beter kötüleşmeyen ne olsun" gibi mahalle bitirimi ağzıyla tehditler savurması insanın içine sancı olup oturuyor.

Üstelik, Mısır'da binlerce insanın canına mal olan, demokrasiyi rafa kaldıran ABD ve İsrail ortak yapımı darbeyi hatırlatarak, "Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim o gün sen ne hale düşeceğini görürsün. Sana korku filmi izletmeyen namert olsun" diyerek tehditler savurması, ancak kendi ülkesine muhalif olmakla açıklanabilir.