'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' diyen atasözümüz neredeyse sözlüklere hapsolup unutulmuş...
Şehirlerde, apartmanlarda yığınlar halinde, üst üste yaşıyoruz; komşuluk ilişkilerimiz en aza inmiş durumda. Yolda görseler birbirini tanımayacak site sakinleri var.
Alt kattaki komşumuz aç mı, üst kattakinin bir sorunu var mı bilmiyoruz.
Oysa (komşunun komşuya muhtaç olduğunu haber veren) atasözü incelmiş bir medeniyetin izdüşümünü bize haber veriyor; insanların birbirine ne denli bağlı olduğunu, dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemini vurguluyor.
Devletler nezdinde değilse de duyarlı insanlar ve sivil toplum kuruluşları sayesinde bugün Gazze için 'küresel bir intifada' başlamışsa eğer, bunda halkların dayanışmasının rolü vardır.
Dayanışma, bireyden topluma, toplumdan bireye bir bağ kurar. "Veren el" bazen görünür, bazen görünmez olur.
Belediye olarak bir bina yaparsınız, bir yol yaparsınız hizmetinizi görünür kılarsınız.
Bir de görünmeyen, toplumsal hayatın derinlerinde sessizce yol alan iyilikler vardır.
Bundan 20 yıl önce, Sayın Emine Erdoğan'ın öncülüğünde bir çift el tarafından başlatılan 'iyilik hareketi'nin adı TOGEMDER... Toplumsal Gelişim Merkezi ve Sosyal Dayanışma Derneği'nin kısa adı.
2005 yılında temeli atılan derneğin kuruluşunun 20. yılına özel tasarlanan "hayat ağacı" logosunun tanıtımı yapıldı geçen hafta.
TOGEMDER Yönetim Kurulu Başkanı Mihrimah Belma Sekmen, dünyanın her köşesinde yardıma muhtaç insanların var olduğunu ve ne yazık ki hep de olacağını belirtirken, bardağın dolu tarafını da haber veriyordu: "Onların yardımına koşacak bir çift el, bir yürek, bir nefes de her zaman olacaktır.'
İşte TOGEMDER'in yolculuğu böyle bir inançla başlamış; bir çift el, yüzlerce, binlerce gönüllü ele, kocaman bir iyilik ailesine dönüşmüş.