Kimin eli güçlü

"Avrupa, maddeciliğine rağmen Hristiyandır; sağcısıyla, solcusuyla Hristiyan.

Hristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordusunu bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet.

Genç cüce (Batı), müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin (Osmanlı'nın) zaaflarını keşfeder; ahde vefa, civanmertlik, merhamet... Aşağıdan alır, hulûs çakar, yaltaklanır ve... nihayet alt eder devi.

Zavallı Türk aydını... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır.'

Büyük mütefekkir Cemil Meriç, 'Umrandan Uygarlığa' adlı eserinde hem Batı dünyasını hem de kendi değerlerini unutup Batı'ya hayranlık besleyen Türk aydınını bu sözlerle eleştirir.

Meriç'in bu eleştirisi aslında bütün İslam coğrafyasına teşmil edilebilir.

2 Milyarlık 'başsız' bir İslam alemi var.

Yüzyıl önce cetvelle çizilen sınırların içine hapsedilmiş, etnik ve mezhep temelli kışkırtmalara kanmış, çoğunlukla idarecileri halktan kopmuş bir İslam alemi.

Sadece kendine demokrat Batı dünyası ise insan hakları, muasır medeniyet masallarıyla bütün dünyayı uyutmuş. Şimdi kendi ürettiği putları Filistin'de olsun, İran'da olsun bir bir yemekteler.

Gazze'de soykırım var. Almanya Şansölyesi bu durum karşısında 'İsrail bizim kirli işlerimizi yapıyor' diyor. Medeni, kibar görünümlü emperyalist barbarlar...