Asalak tiyatrocu
Atasözü bile olsa olmaz olaydı!
Dilimizin en sevimsiz cümlelerindendir; 'devletin malı deniz' diye başlar...
Bitmez tükenmez gibi görünen devlet imkanlarını kendi çıkarına kullananları, fırsatı elinin tersiyle itenleri ise (en hafif tabiriyle) 'budala' yerine koyanları anlatır.
Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Tamer Karadağlı açıkladı; 15 yıldır sahneye çıkmadığı halde devletten maaş alan oyuncular varmış.
DT kadrosunda yer alıp da piyasadaki işleri nedeniyle sahneye çıkmayan oyuncuları eleştiren Karadağlı, 'Lale devri bitti, teşvikleri ödenmeyecek' demiş.
Ülkemizdeki ödenekli sanat kurumları, (Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları, Senfoni Orkestraları, Operalar vs.) asli görevlerini aksatmamak kaydıyla, elemanlarının başka işlerde mesai harcamalarına müsaade ediyor zaten.
Lakin öyle oyuncular var ki yıllarca sahneye çıkmadığı halde dışarıda dizi çekiyor. Ekstra işler peşinde koşuyor ama kapısının önünden bile geçmediği Devlet Tiyatrosu'ndan da maaş alıyor.
Yetkililerin açıklamasından da anlaşılacağı üzere kurumda oyunculuk görevini tavsatmış, sahte raporlarla bitmek bilmeyen istirahatler almış, kimi ilişkilerle 'yolunu bulmuş' asalak kadrolar var. Adam kayırmacılık adeta normalleşmiş.
Hal böyle olunca Genel Müdür son noktayı koymuş: 'Çalışmayan oyuncunun teşviklerini ödemiyorum."
Ödeme zaten! Bu sadece inisiyatif alma değil, hukuki ve ahlaki bir görev aynı zamanda.
Üstelik 'çalışmadan maaş alan oyuncu' meselesi yeni değil; 2016 yılında Tarık Ünlüoğlu diye bir DT oyuncusu çıkmış, '3 bin 200 TL primimi ödemediler, çingene bunlar' diye şikayette bulunmuştu.
Sonradan anlaşıldı ki adamcağız 7-8 yıl boyunca zaten oyun oynamadan maaş artı prim almış! Kalkmış bir de haktan, hukuktan, oynamadığı işlerin priminden bahsediyordu!