Aptal mıyız mutlu olalım!

Beyazperdenin gelmiş geçmiş en şöhretli aktörlerinden Alain Delon'un ölümüyle Fransız sinemasında bir devir kapanmış oldu.

88 yaşında ölen sanatçı şöhretin tüm nimetlerinden yararlanmış olsa bile, son raddede, köpekleriyle birlikte münzevi bir hayat sürmeyi tercih etmişti.

Vasiyeti üzerine, evcil köpeklerinden en az 35'inin gömülü olduğu yerde toprağa verildi.

2019 yılında beyin kanaması geçirip felç olduğunda, her şeyi görüp yaşadığını, hayatın kendisine sunabileceği bir şeyin kalmadığını ama şimdiki çağdan nefret ettiğini söylüyordu.

Gerçi her çağ kendi sorunlarını, mutsuzluklarını getirmiştir.

Nasıl ki 12 bin yıl önce Göbeklitepe'de hayatın gidişatından şikayet eden bir ademoğluna rastlamak mümkün idiyse günümüz Paris'inde yaşayan bir faninin de benzer serzenişleri vardır muhakkak.

Çağlar geçse de insan yaradılış kodları aynı.

Osmanlı müziğinin büyük üstadı Dede Efendi de (musikide batılılaşma hareketlerinden) şikayetçi idi...

Osmanlı Sarayı'ndan ayrılıp Mekke'ye giderken, müzik alanındaki değişim rüzgarlarını kast ederek, 'artık buraların tadı kalmadı' dediği rivayet edilir.

Fransız aktör de her şeyin sahteye dönüştüğü bu çağa baktıkça midesinin bulandığını söylüyor ve ekliyordu: Şimdi önemli olan tek şey para ve servet. Ölürsem, dünyadan üzülmeden ayrılmış olacağım.

Alain Delon ölüp gitti ama kalanlar için dünya 'yangın yeri' olmaya devam ediyor.

Bir köşede Gazze'de bebekler parçalanırken (aynı güneşin altında) başka bir yerde şampanyalı köpük partileri yapılıyor.

Aynı kıbleye yönelen dindaşları kanda boğulurken, bir adım ötedeki Suudi Arabistan'da Cadılar Bayramı kutlanıyor.