CHP ve İYİ Parti'nin demokrasi sınavı

Millet İttifakı'nı oluşturan CHP, İYİ Parti, Saadet ve Demokrat Parti ile ittifaka katılması beklenen Deva ve Gelecek Partisi'nin temsilcileri şu sıralar sürekli toplanıyor. Bu toplantıların amacı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Dönüş Manifestosu''nu ete kemiğe büründürmek... Bu partiler, defalarca uyarmamıza rağmen, aslındayarı başkanlık sistemine ait olan ve Bakanlar Kurulu'nu güçlü kılmayı ifade eden "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'' kavramını kullanmakta ısrar ediyor. Adı geçen 6 partinin "Parlamenter Sistem''in önüne arkasına herhangi bir kavram eklemek yerine, doğrudan parlamenter sistemi işaret etmesi gerekiyor. Ancak ne yazık ki; yanlışta ısrar ediyorlar. Kılıçdaroğlu NASIL OLACAK Kuşkusuz bu ayrı bir tartışma konusu... Biz şimdi bu 6 partinin "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" taslağına bir bakalım... TV yayınlarında da ifade ettiğim üzere, parlamentonun nasıl güçlendirileceğini bir türlü anlayamadım. Zira; bu 6 parti, ne yazık ki; parlamenter sistemi güçlü kılacakana meseleyebir türlü giremiyor. Hiçbir parti, genel başkanların yetkisini tırpanlayıp "söz, yetki ve karar'' hakkını temsil ettikleri halka bırakmıyor. Oysa ki; bunlar için Siyasi Partiler Kanunu'na gerek yok.Tüzükte yapılacak küçük değişiklikler, parti içi demokrasinin önünü açar. Partiler bunu yapmak yerine, genel başkanlarına "BAŞKANLIK''yetkisi veriyor. Sonra da seçmenin parlamenter sisteme dönüleceğine ve "Başkanlık''ın tasfiye edileceğine inanmasını bekliyorlar... Halk buna neden inansın Parti yöneticileri kendilerini çok akıllı, seçmeni ise saf zannediyor... Oysa ki; halk her şeyi görüyor... Akşener İYİ PARTİ HEMEN UYUM SAĞLADI İşte halkın buna inanmasa için somut bir kanıt: İYİ Parti,"Genel Başkan Yardımcılığı''modelini kaldırarak yerine"Başkanlık'' kurumunu ihdas etti. Bu dönüşüm bile, İYİ Parti'nin mevcut sisteme uyum sağladığının en somut kanıtı. Oysa ki; Genel Başkan Yardımcılığı, parlamenter sistemde,"Bakanlık''a tekabül ederdi. Bunun yerine konulan"Başkanlık'' ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne entegre olmayı ifade ediyor. Parlamentoları güçlü kılan ana unsur, milletvekilleri ve bakanların halk tarafından seçilmesidir. Dolayısıyla, hiçbir güç, halkın üstünde olamaz. Milletvekili ya da bakan, halk tarafından seçildiği için, meşruiyetini de bu kaynaktan alır. Peki Türkiye'de böyle mi oluyor Bu sorunun cevabını CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu'ndan dinleyelim: "Siz milletvekilini seçmiyorsunuz. Milletin vekilini, millet seçsin. Biz sandığa gidiyoruz, milletvekilini seçtiğimizi sanıyoruz. Siz genel başkanların listesine oy veriyorsunuz. Milletin vekilini millet seçtiğinde 'Eller iner kalkar' diye talimat verilmez." SÖYLEMDE VAR, EYLEMDE YOK... 11 Mart 2021'de TBMM'de konuşan Kılıçdaroğlu, sözlerinden de anlaşılacağı üzere, ÜYELERİN katılacağı"ön seçim''eişaret ediyor. CHP lideri, "Milletin vekilini millet seçmeli'' derken, uygulama ise tam tersi oluyor. Bugün hiçbir partide, üyeler ne milletvekilini, ne belediye başkanını ne de belediye meclis üyesini seçebiliyor. 1 milyon 312 bin 819üyesi olan CHP'de üyelerin hiçbir söz hakkı ve yetkisi bulunmuyor. Üyenin misyonu, oy ve aidat vermekle sınırlanıyor. CHP böyle de İYİ Parti farklı mı sanki Meral Akşener ne demişti İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin bir toplantısında üyelerin "ön seçim'' talebi üzerine "İstanbul teşkilatımız 100 bin üye yapsın. Söz veriyorum, ön seçim yaptırtacağım'' demişti. Gördüğünüz üzere, en temel demokratik hak, genel başkanın iki dudağının arasından çıkacak bir söze bağlanmış... Buna da"demokrasi''deniyor... İYİ Parti,