Yaşayan efsaneler

Türk sinemasının iki efsane ismi, Türkan Şoray ve İzzet Günay yıllar sonra bir araya geldi.

1968 yapımı 'Vesikalı Yarim' filminin Atlas 1948 Sineması'nda yapılan özel gösterimi, Yeşilçam ruhunu yeniden canlandırdı.

İşte sanat budur! Sanatçı dediğin, aradan yıllar geçse bile hala saygıyla, sevgiyle anılır.

Şimdi dönüp bugüne baktığımızda, bu neslin oyuncularının biraz ders alması gerektiğini düşünüyorum.

Saygı, sevgi, azim, disiplin ve iyi oyunculuk...

Hepsi o eski ustalarda fazlasıyla vardı.

DÜŞÜNDÜM DE NE ŞANSLIYIM!

Gazetecilik, benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda büyük bir tutku.

Yaklaşık 35 yıldır bu işi yaparken öyle isimlerle tanışma, aynı ortamda bulunma şansım oldu ki...

Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır, Eşref Kolçak, Ediz Hun, Sezen Aksu, Ahmet Kaya, Barış Manço, Kemal Sunal ve daha niceleri...

Şimdi dönüp bakınca, bizim neslin ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha anlıyorum.

Çünkü bu isimler sadece kendi dönemlerinin değil, her dönemin yıldızları.

KAPRİSLİ OLMAK, İYİ OYUNCULUK ÖLÇÜTÜ MÜ

Geçtiğimiz günlerde Deniz Baysal'ın bir röportajını okudum. Söyledikleri, sektördeki garip bir gerçeği gözler önüne seriyor:

"Bizim sektörde kaprisli olana daha çok dikkat edilir. O da 'problem çıkarmasın' diyedir büyük ihtimalle ama olan sana olur, arada kalırsın. Yeni gelen gençler de 'Ben ne kadar burnu havada olursam, ne kadar kapris yaparsam benim peşimden o kadar insan koşturur' diye bakıyor. Bazen projelere bilerek kaprisliler seçiliyor."