Kıvanç Tatlıtuğ'un bir banka reklamından aldığı ücret konuşuluyor:
2,5 milyon dolar.
Türk Lira'sına çevirdiğimizde 106 milyon 837 bin TL.
Rakam büyük mü Büyük.
Hatta bugünün şartlarında beldesine göre neredeyse 20 ev parası.
Hak eder mi
O tartışma başka bir yazının konusu.
Ama bu rakamları duyunca insan ister istemez başka isimleri de düşünüyor.
Mesela Ajda Pekkan...
Yeni reklam anlaşmasından 40 milyon TL aldı.
Mesela Şener Şen...
Tiyatroya veda ettikten sonra ilk kez bir reklamda oynuyor, aldığı ücret yine 40 milyon TL.
Şimdi durup bir düşünelim.
Ajda Pekkan sahneye çıktığında salon doluyor.
Şener Şen'in adı yazsa, insanlar sıraya giriyor.
Bu iki isim sadece ünlü değil; marka.
Yarım asırdır ayakta duran, nesilleri peşinden sürükleyen markalar.
Peki soruyu sormak gerekiyor:
Bu rakamlar bu iki ustaya az mı
Bugün popülerlik hızla yükselip hızla düşüyor.
Ama Ajda Pekkan ve Şener Şen...
Onlar zamana direnmiş, eskimemiş, değerini kaybetmemiş isimler.
Belki de mesele şu:
Reklam dünyası "anlık parlamayı" mı satın alıyor, yoksa kalıcı değeri mi
Ben cevabı sizlere bırakıyorum.
Ama şunu net söyleyeyim;
Bazı isimler vardır ki rakamla ölçülmez...
Terazi hep eksik kalır.
AVŞAR KIZI GERİ DÖNÜYOR
Hülya Avşar, dört yıl aradan sonra yeniden ekranlara dönüyor.
Kolay kolay 'evet' demediği projelerden biriyle...
Hikayesine 'hayır' diyemediği "Aynı Yağmur Altında" dizisiyle...
Rol arkadaşları genç kuşağın dikkat çeken isimleri:
Nilsu Berfin Aktaş ve Burak Tozkoparan.
Açık söyleyeyim...
Hülya Avşar'ı özlemiştik.
Oyunculuğu tartışılmaz.
İddialıdır.
Eleştirileceğini bile bile sahaya çıkar.
Geri adım atmaz, risk alır.
Bu cesaret bile tek başına alkışı hak eder.
Güzelliğini anlatmaya gerek yok zaten...
Ama asıl mesele şu:
Ben Hülya Avşar'ı izlerken karşımda sadece bir star değil, oyunculuğuyla yaşayan bir karakter görüyorum.
Hatta bazen...
Abartı gelmesin ama ekranda duruşu, sahneye hükmetmesi, duyguyu taşıma biçimiyle karşımda adeta bir Hollywood yıldızı izliyor muşum hissi oluşuyor.
Sizce de öyle değil mi

8