Ajda Pekkan hakkında ne söylerseniz söyleyin, sonunda tek bir gerçeğe geliyorsunuz:

Bu ülkede zamanın yenemediği tek unvan vardır; Süperstar.

79 yaşında hala reklamların, sahnelerin ve markaların en parlak yüzüyse bunun adı sadece başarı değil, bir ekol yaratmak.

Ülker'le çektiği son reklam filminde üç farklı dönemini canlandırdı ama verdiği mesaj netti:

"Her dönemde vardım ve hep zirvedeydim."

40 milyon TL olduğu iddia edilen anlaşma pek çok kişiye yüksek gelebilir ama Ajda için şaşırtıcı değil.

Çünkü onun adı, Türkiye'de marka değerinin tam karşılığıdır.

Ben Ajda'nın kariyerinde özellikle 1990 çıkışını ayrı bir yere koyarım.

Aralık 1989'daki tanıtım partisinin ardından Şubat 1990'da çıkan Ajda 90 albümündeki çıkış parçası 'Yaz Yaz Yaz' ile ülkeyi kasıp kavurmuş; Ajda hem 'Yılın Kadın Sanatçısı', hem de 'Yılın Şarkısı' ödüllerini almıştı.

2000'lere geldiğimizde ise Monako sahnelerinde Türkiye'yi temsil eden, kendisi için özel tanıtım filmi hazırlanan kaç sanatçımız var

"Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" yalnızca bir tanıtım değildi; Türkiye'nin dünyaya gönderdiği bir kartvizitti.

Aynı yıl çıkan iki CD'lik Diva albümü de bu ihtişamın devamıydı.

Bugün hala markaların bir numaralı tercihi, hala üç kuşağı aynı sahnede buluşturabilen bir isimse bunun sebebi sadece ses ya da güzellik olamaz.

Ajda Pekkan, Türkiye'de zamanın ritmini belirleyen bir pusula.

Kimi gelir geçer...

Ajda ise dönem yaratır.

SERDAR & TEOMAN: UYUMSUZ AMA MÜKEMMEL

Serdar Ortaç ile Teoman'ın stüdyoda aynı karede görünmesi sosyal medyayı adeta ateşe verdi.

Kimse bu ikiliyi yan yana beklemiyordu ama tek bir ortak yorum vardı:

"Bu ikiliye acilen program lazım!"

Bir yanda eğlencenin prensi Serdar...

Diğer yanda melankolinin efendisi Teoman...

Bu iki zıt kutup yan yana gelince ortaya hem müzik hem tatlı bir kaos çıktı.

Serdar'ın "Teo üşengeç, bisiklete bindiremedim, kaykaya binmedi" sözü şimdiden klasikler arasına girdi.

Teoman'ın sakin yanıtı ise tam kendine yakışırdı:

"Ben her gün spor yapıyorum."