Türkiye'ye gelmek için can atıyorum
Pedro Pascal, Hollywood'un son yıllarda parlayan yıldızlarından. "Game of Thrones" ve "Narcos" gibi iddialı yapımlarla dikkatleri üzerine çeken Pascal, "The Mandalorian"daki başrolüyle de geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Son olarak aynı isimli popüler video oyunundan uyarlanan "The Last of Us" dizisinde Joel karakterine hayat veren Pedro Pascal'la Los Angeles'ta bir araya geldik. Fragmanı yalnızca 3 günde 158 milyon izlenmeye ulaşan hit dizi üzerine Kelebek okurları için özel bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle Türkiye'yi hiç ziyaret edip etmediğinizi sormak istiyorum.
- Pedro Pascal: Hayır, hiç ziyaret etmedim ama gelmek için can atıyorum.
"The Last of Us" çok sevildi, bunun sebebi ne sizce Bu dizi neden bu kadar özel
- Yazarımız Neil Druckmann ve yönetmenimiz Craig Mazin müthiş bir adaptasyona imza attı. Çok çok büyük bir kitleye sürükleyici, çığır açıcı bir hikâye anlatımı ve izleme deneyimi yaşattılar. Böyle bir şeyi kolayca mahvedebilirsin aslında. Mahvetmek için fırsat doluyken, onlar çok özel ve çığır açıcı bir iş yaptılar.
"The Last of Us", kaybetmek, kopmak ve ilişkiler üzerine yoğunlaşıyor. Siz bu temalarla kişisel olarak nasıl bir bağ kuruyorsunuz Bu duygular sizde nasıl karşılık buluyor
- Hayatta olmak, bir şeyleri eninde sonunda kaybedeceğimiz anlamına gelir. Kayıplar hepimizin insanca ilişki kurabileceği bir duygu. Aynı zamanda katartik bir deneyim, çünkü dizide koşullar çok uç noktalarda ve bu, muazzam bir acıyı hissetmek için güvenli bir yer. Ama bu tür bir acıyı gerçek hayatta hissetmek, güvenli bir his değil gibi...
Haberin DevamıİKİNCİ SEZONA BAŞLAMAKEVE DÖNMEK GİBİYDİ
İkinci sezonla dönüş sizin için ne ifade ediyor, nasıl hissettiriyor
- Geri dönmek özel. Genişletilmiş bir kimlikle geri dönmek daha da güzel. Hem yeni hem de eski insanlar var. Herkesin sevdiği, tüm ekibin çok çalıştığı ve çok emek verdiği bir dizinin yeni sezonunu sunmak gerçekten heyecan verici.
İkinci sezonda olaylar, ilk sezonun 5 yıl sonrasında geçiyor. Karakterlerinizin 5 yaş daha yaşlı olduğunu göz önünde bulundurarak, onları nasıl yorumladınız ya da nelere dikkat ettiniz
- Setteki ilk günümde, harika hazırlanmış bir set dekorasyonunda ilk çektiğim sahnede sadece Bella (Ramsey) ve ben vardık. Sahnede ikisi arasında inanılmaz derecede acı verici bir mesafe var. Ama biz sette gülüp şakalaşıyorduk ve bu inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. Eve dönmek gibiydi. Geri döndüğüm için minnettardım ama aynı zamanda bu deneyim daha önce yaşadığım deneyimlerden daha zordu.
Neden
Haberin Devamı- Karakterlerin neler yaşadığını ve bunların bana neler hissettirdiğini ayırt etmek çok zordu. Onların acısını hissediyordum ama bence bu sağlıksız bir bakış açısı...
ŞÖHRET, HER ŞEYİ AŞMANIZISAĞLAYAN BİR BAĞ
Dizi fütüristik ve apokaliptik bir hikâye sunuyor. Televizyonda haberleri açtığımızda da neredeyse apokaliptik bir şimdiki zamanla karşılaşıyoruz. Sizce bu tür yapımlar günümüzün stresinden ne kadar kaçış sağlıyor Ya da günümüzü sorgulamak için nasıl bir bakış açısı sunuyor
- Dizide hikâye anlatımının birçok açıdan rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum. İnsanların hayata tanıklık etme biçimi... Büyürken tüm gelişimim, okuduğum kitaplara, izlediğim filmlere ve televizyon programlarına dayanıyor. Ve bu nedenle insan deneyimini yansıtan her şeyi seviyorum. Böyle aşırı koşullar altında, kriz anında insan ilişkileri... Acı içinde bile akıllıca bir politik alegori, toplumsal alegori çiziyoruz. Yani her şey, içinde yaşadığımız dünyadan yola çıkılarak çok güzel ve akıllıca bir şekilde çiziliyor ve anlatılıyor.