Kadınlar hep mücadele ediyor
Hollywood yıldızı Amanda Seyfried, bağımlılığın yarattığı yıkımı anlatan gerilim dizisi "Long Bright River"da başrolü üstlendi. Philadelphia'nın opioid krizinden ağır darbe alan Kensington semtinde devriye gezen polis memuru Mickey'nin hikâyesini anlatan dizi, Liz Moore'un aynı adlı çok satan romanından uyarlandı. Amanda Seyfried ile hem bu projeyi hem de anneliğin kariyerine nasıl yön verdiğini, kitap "dinlemeye" olan ilgisini ve örgü tutkusunu konuştuk.
Basın notlarında "Long Bright River"ın uyarlandığı kitabı "dinlediğiniz" yazıyor. Kitap okumak yerine, sesli kitapları mı tercih edersiniz genelde
- Evet, aynı anda birçok kitap dinliyorum hatta. Eminim biliyorsunuzdur, tığ işleri yapmadan duramıyorum. Oyunculuk ve çocuklarımın yanında hayattaki gerçek tutkum örgü örmek. Örgü örerken sesli kitapları dinlemeyi tercih ediyorum. Dizinin uyarlandığı kitabı da dinledim. Senaryoyu okuduktan sonra kitabın çok beğenildiğini fark ettim. Hatta Obama'nın en sevdiği kitaplardan biriymiş. Bu kitabı nasıl kaçırdığımı bilmiyorum, çünkü en çok satanlar listesindeki tüm kitapları okurum genelde. Ama kaçırmışım işte! Bunu da 2 günde dinleyip bitirdim.
Kitapta sizi en çok ne etkiledi
- Hikâye karanlık ama çok fazla umut içeriyor. Güzel mesajı olan bir kitap. Genç yaşta annesini kaybetmiş, bağımlılık içinde büyümüş, travmatize olmuş bir kadının hikâyesini anlatan bu kitaptan gerçekten etkilendim. Beni içine çekti.
Haberin DevamıKİTAPLARA SAÇMA DERECEDEÇOK PARA HARCIYORUM
Bize önerebileceğiniz kitapvar mı
- Jane Fonda'nın "Prime Time" kitabını seviyorum. "Tomorrow and Tomorrow and Tomorrow"u dinlemeyi seviyorum. Denemeler dinliyorum şu anda, Nora Ephron denemelerini özellikle. John McWhorter'a yeni başladım, "Woke Racism" büyüleyici bir kitap. Eşim onun çok büyük bir hayranı. Başka neler dinliyorum... Dani Shapiro'nun "Devotion"u muhteşem. Ann Patchett ile ilgili her şeyi seviyorum. Audiobook'a çok para harcıyorum. Gerçekten saçma derecede çok para harcıyorum kitaplar için. Takıntılıyım, gerçekten takıntılıyım.
Çalışan bir anne rolündesiniz. Kendi deneyimlerinizden karaktere neler kattınız
- Role getirdiğim şeyin, hissettiğim "annelik suçluluğu" olduğunu düşünüyorum. Sanırım anne olduğunuzda, anneliğin ne olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Çocuğunuz hayatınızdaki her şeyden daha büyük bir öncelik haline geliyor. Anne rollerine ilgi duyuyorum, çünkü annelerin mücadelesi gerçek. Çocuğunuz olduğunda hayatınızda her şey değişiyor. Çocuk, her seçimi değiştiriyor. Yapmayı sevdiğiniz şeyleri, hobilerinizi ve seyahatlerinizi bile değiştiriyor. Sanırım o yüzden mücadele eden bir kadını oynamayı seviyorum, çünkü biz kadınlar her zaman mücadele ediyoruz.
Haberin DevamıDizide oğlunuza tarih ve müzik hakkında konuşuyorsunuz. Kendi çocuklarınızla da bu konular üzerine sohbet eder misiniz
- Evet. Kendi tutkularımı onlarla paylaşmayı gerçekten seviyorum. Ama iyi mi kötü mü yapıyorum bilmiyorum. Çocuklarımla belirli konuları konuşup işe yarayıp yaramadığını kontrol ediyorum.
Nasıl yani
- Şöyle ki; ben hiç dans etmedim ama kızım şu anda baleye gidiyor. Çünkü bale benim tutkuyla izlediğim bir sanat dalı. Çocuklarımızın hobileri üzerinde ne kadar gücümüz olduğunu görmek ilginç. Aslında kendilerinin ne yapmak istedikleri konusunda hassas olmalıyım. Ve tabii ki isteklerine saygı göstermeliyim...
ONLARA NEGATİF BAKMAMIZIN SEBEBİ HABERLER
Haberin DevamıDizide beni en çok etkileyen, evsizlere ve dezavantajlı bireylere karşı insani bir bakış açısı sunması oldu. Karakterinizin evsiz insanlara büyük şefkat gösterdiğini görüyoruz. Genelde göz ardı edilen bu insanlar hakkında neler söylemek istersiniz
- Kitabın bu kadar popüler olmasının nedeni; opioid (bağımlılık yapan bir ilaç grubu) salgını, evsizler ve seks işçileri gibi konularda farklı bir bakış açısı sunması. Bu insanlara negatif şekilde bakmamızın sebebi, haberlerin bizi yönlendirmesi. O topluluklarla ilişki kurmak bize bu şekilde öğretildi. Kitapta ise bu toplulukları insanlaştıran bir bakış açısı var. Bu insanlara empati ve şefkat besleyebiliriz, kitap bu bakış açısını sunuyor. Madde kullanımı ya da evsiz kalma durumu kimseye çok uzak değil. Bir-iki yanlış karar ya da uzun zaman önce yapılmış yanlış bir seçim, hayatınızın akışını değiştirebilir. O nedenle bu hikâye çok çekici, çünkü evet insanlaştırıyor.