Teoriler ve pratikler!

Maç başladığında Osimhen yoksa pek de bir şey olmadığını gördük.

Rakibin savunmayı kalabalık tutup topu bırakmayı sevdiğini, yakaladıkları fırsatları direkt hücumlarla değerlendirdiklerini; uzun boylu bir takım olduklarını ve duran topları etkili kullandıklarını biliyorduk. Gel gör ki bazen teoride bildiklerinizi pratiğe geçirmeyi başaramazsınız, dün gece de öyle oldu.

Galatasaray sahaya çıktığında, geçen senenin parlak günlerini fazlasıyla andıran ilk 11 hiç fena görünmüyordu. Union SG Teknik Direktörü David Hubert'ın maç öncesi, "Osimhen yoksa Barış Alper var, Icardi var, Leroy Sane var" sözlerini doğrular bir kadro vardı sahada fakat maç başladığında Osimhen yoksa pek de bir şey olmadığını gördük. Üstelik sakatlıklarla iyice gençleşmiş yedek kulübesi de umut vermiyordu.

Gözden KaçmasınGalatasaray'da kırmızı kart tepkisi! Promise David sadece 3 dakika sonra gol attıHaberi görüntüle

EN SEViLMEYEN SENARYO

İlk yarıda Galatasaray sağ kanatta Sallai-Sane bağlantısıyla pozisyon aradı; Union SG ise aynı mantığı Niang-David ikilisiyle sol kanattan uyguladı. Temposu fena olmayan, psikolojik dengesi kırılgan, iki takımın da direğe takıldığı, bazı pozisyonlar için "tüh be", bazıları için "oh be" dedirten bir ilk yarı izledik. İkinci yarıda da durum değişmedi.

Haberin Devamı

Topu Galatasaray'a bırakan, alanları daraltan, ceza sahasında kalabalık bu futbol, değil Şampiyonlar Ligi'nde uygulanan disiplinli versiyonu, Süper Lig'de bile Galatasaray'ın en sevmediği senaryo zaten. Maç, özellikle gol sonrası iyice can sıkıcı bir hal aldı. Gerçi moralimizi bozmak için Belçikalılara gerek yoktu, istatistiklere bakmak yeterliydi.