'Sevgiye hürmet etmeli, sevginin her türlüsüne...'

Firuze Engin'in incelikli, mizah ve şefkat dolu kaleminden çıkan 'Bir Terennüm' 1970'lerden bugüne bir aile öyküsünü 'oyuncaklı' bir metinle karşımıza getiriyor. İki çok iyi oyuncu, İpek Türktan ve Tolga İskit'i bu kez iddialı bir ikili olarak sahnede izliyoruz.Bir terennümOrchestra Theatre (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ) Yazan: Firuze Engin Yöneten: Gülhan Kadim Oyuncular: İpek Türktan, Tolga İskit Süre: 70 dakika Ne zaman, nerede: 24 Nisan Pazartesi 20.30'da Alan Kadıköy'de, 26 Nisan Çarşamba 20.30'da ENKA Oditoryumu'nda. Bilet fiyatları: 120 ve 180 liraSezon başından beri izlediğim en incelikli, en nakış gibi işlenmiş, en uyumlu ikilinin buluştuğu, metninden yönetimine ve sahne tasarımına hem en naif hem de en iddialı iş 'Bir Terennüm'. Oyunu kaleminden şefkat, derinlik ve zekâyla örülü bir mizah çıkaran Firuze Engin yazmış. Ezkaza bilmeden izleseydim de "Firuze Engin'in metni mi bu" diye soracağım kadar yazarın karakteristik üslubunu ve hayata, insanlara bakışındaki anlayışı içeren bir oyun... Reji, oyunculuktan sonra yönetmenlikte de iddiasını ortaya koyan, belli ki metne de oyunculara da alan açma konusunda elini korkak alıştırmayan Gülhan Kadim'in imzasını taşıyor. Sahnede müthiş bir ikili haline gelmiş isimlerse hemen her sahne işlerinden heyecanla çıktığım İpek Türktan ve Tolga İskit.Haberin Devamı'Bir Terennüm' bir aile, bir yanıyla da memleket öyküsü. Türkiye'nin yakın geçmişinden bugüne uzanan bir zaman dilimini, bir ailenin farklı kuşak fertleri üzerinden birbirine teğellemiş Engin. Öyle güzel bir nakış ki önümüzdeki... Bir yanıyla 'oyuncaklı' da bir metinoyun. Ailenin geçmişten ve bugünden kuşaklarını sürprizli bir fikirle aynı sahnede buluşturuyor. Kendimizi kâh 70'lerin sıkıyönetim günlerinde, kâh 2000'lerin karantinasında 'sokağa çıkma yasağı' günlerinde buluyoruz. Sahne sahne bir aile ağacı yeşeriyor önümüzde.Dedeyle-genç kadın torun, babaanneyle-genç erkek torun arasında, kuşaktan kuşağa aktarılan bir hastalığın da etkisiyle karakterler için zorlu, seyirci açısındansa takibi çok keyifli bir iletişim hattı kuruluyor. Aile içindeki didişmeleri, sevgiyi ve bağlılığı bu hattın içine yerleştiriyor anlatı. Üstelik musikişinas bir aile karşımızdaki. Hal böyleyken delik deşik hale gelmiş hafızalardan su yüzüne hep derin ifadeler, kalp hafifleten ezgiler, bir parça da aile sırrı çıkıyor.Haberin DevamıOyunun insanı bambaşka duygu boyutlarına alıp götüren müziklerinde, tiyatro müziği deyince uzundur aklımıza ilk gelen isimlerden Burçak Çöllü'nün imzası var. İlayda Saran'ın Çamlıca'daki, son50 senede kim bilir neler görmüş geçirmiş o evin atmosferini her detayıyla saran tasarım gözünü ve İsmail Sağır'ın bu dünyanın yaratımında etkisi güçlü olan ışık tasarımını da es geçemeyiz.İpek Türktan'ın rol aldığı oyun, bir ailenin farklı kuşaklarını sahnede buluşturuyor. Hafıza üzerine...Tek mekânda, çok başarılı