Nora kız kardeşleriyle yürüyor

Sırtına mücadelenin tarihini almış, detaylarında kadın bakış açısını gözeten işler görmek insana iyi geliyor. Nilüfer Kent Tiyatrosu'nun 'Nora'sı öyküyü üç farklı zamana yayarak kadınlar değişse de dünyanın yeterince hızlı değişmediğini ve feminizmin zamansız bir kız kardeşlik yürüyüşü olduğunu anımsatıyor. Norveçli Henrik Ibsen'in 142 yıl önce yazdığı kült oyun 'Nora: Bir Bebek Evi'nin üç çocuk annesi karakteri Nora, kendisine senelerce 'oyuncak bebek' muamelesi yapan kocasını finalde çarpıcı bir konuşma eşliğinde terk eder. 'Kendini bulmak üzere' çıktığı geri dönüşü olmayan bu yolculuk için üç çocuğunu da geride bırakarak devrimci bir eyleme imza atar. Türkiye'de ve dünyada sayısı artan 'Nora' yorumları zincirine bir halkayı da Nilüfer Kent Tiyatrosu ekledi. Feminist İskoç yazar Stef Smith'in kaleme aldığı 'Nora', yönetmen Ebru Nihan Celkan'ın yorumuyla sahneleniyor.1918'DEN GÜNÜMÜZEIbsen metni kendi akışında sürerken Smith'in metninde Nora'yı hem 1918'de, hem 1968'de hem de günümüzde takip ediyoruz. Smith bu tarihleri kadınların (Britanya'da) oy hakkı kazandığı yıl, doğum kontrol haklarının hayata geçmeye başladığı yıl ve MeToo hareketi gibi güncel mücadeleleri gözeterek seçmiş.Celkan'ın meydan sahneye yerleştirdiği oyun alanının merkezinde Nora'nın evi var. Hikâye bu 'çerçeve' evin içinde ve etrafında akıyor. Yönetmen, Nora'nın üç ayrı dönemini, söz konusu yılların kıyafetleriyle (mor aksesuarlar atlanmamış) üç ayrı oyuncuya teslim etmiş. Zeynep Ç. Küreş, Pınar H. Ağaoğlu ve Melisa İ. Yamanarda'nın karşısındaki erkek karakterlerse her dönemde aynı oyunculara teslim. Klasik metnin durağan denebilecek öykü akışına tezat olarak Tan Temel'in koreografideki imzasıyla döngüsel hareket halindeki rejiye, başarılı oyunculuklar yerleşmiş.Nora'nın kocası ve