Masalsı bir tonla 70'ler... Aydınlıkevler

Usta oyuncu Demet Akbağ ile son dönemin yükselen yıldızı Salih Bademci'yi aynı sahnede buluşturan 'Aydınlıkevler' bizi 70'ler Ankara'sına götürüyor; lise öğrencisi Ayhan ile babaannesi Zühre'nin hayatına, evine konuk ediyor.AYDINLIKEVLERBKM Yazan: Yılmaz Erdoğan Yöneten: Serdar Biliş Oyuncular: Demet Akbağ, Salih Bademci, Burak Dakak, Sinem Ünsal, Nebi Tolga Yılmaz, Sevda Baş, Caner Alkaya, Barkın Sarp, Ömer Güneş, Kiraz Tosun. Ne zaman, nerede: 20 Temmuz Çarşamba, 21.00'de Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda. 21 Temmuz Perşembe 21.00'de Bodrum Antik Tiyatro'da. Süre: 120 dakika m Bilet fiyatları: 150-400 lira.Demet Akbağ 15 senelik sahne arasını yine Yılmaz Erdoğan'ın kaleminden çıkan bir oyunla sona erdiriyor. 1970'lerin Ankara'sını, pek çok oyununda, filminde, şiirinde izlediğimiz, okuduğumuz Erdoğan bugünlerde 'Aydınlıkevler' adlı oyunuyla bir kez daha bizi 70'ler Ankara'sına götürüyor. Döner sahne tasarımı ve perdeye yansıtılan animasyonlarla kurgulanan Serdar Biliş yönetimindeki oyun, bizi lise öğrencisi Ayhan ile babaannesi Zühre'nin hayatına, evine konuk ediyor.Haberin DevamıMahallenin gündemi, ülke konjonktüründen direkt etkileniyor: Elektrik kesintileri, karaborsa, ihtiyaç maddelerine ulaşmadaki zorluk ve tüm bu yokluk içinde sıradan insanların aşkları, hayalleri, dayanışma ihtiyaçları ve politik gündeme isyanları Semtin ortasına konumlanan Amerikan askerlerinin duvarın arkasındaki alanı, bir süre sonra bu sıradan insanların hayatına gölge düşürüyor. Karakterler, Amerikalıların ha bire mahallelerine fırlayan golf topları yüzünden kırılan camlarını tamir ettirmek veya sağ salim okula gidip gelmek gibi gündelik bir mücadelenin içine giriyorlar. Zühre ile Ayhan'ın evine her konuk olduğumuzda, ikilinin bu gündelik hayhuyuna tanık oluyoruz. Bir yandan da mahallenin sevdalı ressamı Süreyya'nın, genç kız Sülün'e duyduğu umutsuz aşkı izliyoruz.Oyun ilerledikçe hikâye, mahallelinin Zühre önderliğinde ve 'devrimci' gençlerin de katılımıyla Amerikalılara karşı küçük çaplı bir isyan başlatmalarına evriliyor. Aşkın, bir arada durmanın ve 'büyük güce' karşı insanlığın kazandığı umutlu bir finalle oyunu kapatıyoruz. 'Aydınlıkevler' lokomotif gücünü Demet Akbağ'ın oyunculuğundan alıyor. Keza torunu Ayhan rolündeki Burak Dakak da ışıl ışıl bir enerjiye sahip. Son dönemin üretken yıldızı Salih Bademci de 'âşık ressam Süreyya' rolünde nefis.Haberin DevamıHissedilen asıl damarsa aşina olduğumuz Yılmaz Erdoğan türü öyküleme biçimi. Yer yer 'Vizontele' ya da 'Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü'yü izliyormuş gibi hissetmemek elde değil. Yılmaz Erdoğan'ın çocukluk anıları, 'otlu peynir' göndermesi, karakterlerin hayatın sert gerçekleri karşısında kurguladığı o nahif mücadele duygusu, günlük esprileri 'Aydınlıkevler'i Erdoğan'ın diğer yapıtlarının kardeşi yapan unsurlardan. Bunu en belirgin hissettiğimiz yerlerse 'devrimci' figürlerin (duvarın önünde pankart açan üç genç) karikatürize bir dille yerini alması. Politik ortamın gerildiği, sokaktaki isyanın son derece sert geçtiği bir dönemi Erdoğan durumun 'mahalli mizahına' vurgu yaparak ele alıyor. Bu yaklaşım hikâyenin geneline bir şekilde otursa da sahnelemede meselenin biraz hafife alındığı hissini uyandırıyor. 'Mutlu son' ve "Amerika, oyunu doğru dürüst oynayın da kimsenin camı kırılmasın" sözü izleyicide eklektik bir 'mesaj' duygusu bırakıyor. 'Skeç skeç, esprilerle' akan -bazı anlarda akmayan- yapısı da oyunun zayıf yönlerinden. Bir tuhaf detay da özellikle Ayhan'ın