'Ferhangi' dilinde, zamansız bir sergüzeşt

Ferhan Şensoy'un tiyatro tarihimize büyük armağanı 'Şahları da Vururlar', kendine özel bir dil ve biçimle ama bu kez sahnede Şensoy olmadan seyirci karşısında. "Bir gün gelir, bir gün gelir, şahları da vururlar" diyen efsanevi oyun, hâlâ güncel.Türkiye tiyatrosunun kült oyunlarından, 'Ortaoyuncular'ın da doğumuna vesile olan 'Şahları da Vururlar'ın macerası, Şensoy'un 1979 yazında bakkaldan aldığı çizgili bir okul defterine yazdığı 'Rıza'nın Sergüzeşti' sözcükleriyle başlıyor. Oyunun yazım sürecini 'Başkaldıran Kurşunkalem' kitabında anlatır Şensoy... Oyunu yazmak üzere o dönemin sakin mekânı Bodrum'a gider, Şah Rıza'nın tabiri caizse kendi arzularının peşinde at koşturduğu ülkesi İran'da olan biteni mizahi (Ferhangi) bir dille anlattığı oyunu yazmaya koyulur. Seyirciyle ilk defa buluştuğu 18 Mart 1980'den bugüne tadından, göndermelerinden, gücünden neredeyse hiçbir şey yitirmeyen bu eserin finaliyse tiyatromuzun büyük ustası Haldun Taner'in hediyesi olacaktır. Taner oyunun, Ömer Hayyam adlı karakterin, Şah Rıza'nın emriyle idam edilmesiyle bitmesini 'sert bir final' olarak yorumlar. Ömer Hayyam'ın idamdan önce son arzu olarak Şah Rıza'nın veliahtını görme talebini ve aldığı "Ne veliahtı! Ortada henüz gelin yok" yanıtı üzerine sarf edeceği "Menim acelem yok, men meklerem" repliklerini önererek oyuna yeni bir yön kazandırır.'Mefailün failün...'Haberin DevamıFerhan Şensoy ve dönemin çiçeği burnundaki Ortaoyuncular ekibinin eliyle ayağa kalkan oyun, 80'lerin ikinci yarısında 586 kez sahnelenir. Şah Rıza Pehlevi'nin keyfi diktatörlüğünü, başta ABD olmak üzere Batı'nın gölgesi altında, saray içi skandallarla çalkalanan 1940'lar İran'ını ve istihbarat teşkilatının yumruğu altında ezilen bir halkın öyküsünü özgün diliyle anlatır Şensoy. Sıkıyönetimin boğucu ikliminde, yaklaşan askeri darbenin gölgesindeki bir Türkiye'de, 'Şahları da Vururlar'ın göndermeleri, acı esprileri izleyiciye pek yabancı gelmez.Halk tiyatrosuyla epik tiyatroyu buluşturan sahne biçimi, Ferhan Şensoy'a özgü kelime oyunları, Farsçayla Türkçeyi buluşturan dili ve canlı icra edilen müzikleriyle (Müzikler Fuat Güner ile Özkan Uğur'a aittir. Ve oyun MFÖ'nün kuruluşuna da vesile olur) tarihe geçen bir esere imza atmıştır ekip. Kara çarşafa bürünmüş kadın-erkek oyuncular sahneye, müzisyenlerin gitar eşliğinde sarf ettiği şu unutulmaz sözlerle girer: "Herkes bilir az biraz, mefailün failünŞiraz'da vardır kiraz, failatün failün. Failatün tiyatro..."Haberin DevamıTevellüdü yetmeyen şanssızlar olarak 'Şahları da Vururlar'ı, oyunun 40'ıncı yılında (2020) Ses Tiyatrosu'nda, üstelik Ferhan Şensoy'un da sahnede olacağı haliyle izleme heyecanını taşıyorduk ki koronavirüs salgını girdi hayatımıza. Oyun iptal oldu haliyle, birkaç hafta sonra kadrodan önce Levent Ünsal'ı, ardından 2021 Ağustos'unda Ferhan Şensoy'u yitirdik. Geçen iki yılın ardından 'Şahları da Vururlar' yeni prömiyerini geçen hafta İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında topluluğun tarihi mekânı Ses Tiyatrosu'nda yaptı. Volkan Sarıöz'ün yönetimindeki oyun; Celal Belgil, Erkan Üçüncü, Serap Günaydın, Özkan Aksu, Elif Durdu Şensoy, Orkun Akyıldız, Sefa Tantoğlu, İlksen Ökte'den oluşan oyuncu kadrosuyla ve canlı müziği icra eden Nejat Yavaşoğulları, Gökhan Şeşen, Burhan Şeşen eşliğinde şimdi yeniden sahnede.Haberin DevamıEvrensel bir güldürüFerhan Şensoy oyunu Haldun