Çağdaş bir doğum destanı: Gebe

Hamilelik sürecinde rol aldığı 'Amadeus' adlı oyuna ara vermek zorunda kalan Özlem Öçalmaz'ın "Hamileyken neden oyunculuk yapamıyoruz" sorusuyla başlıyor hikâye... İki hamile oyuncu arkadaşı da fikre bayılınca, tamamı kadınlardan oluşan bir ekibin yarattığı oyun 'Gebe' doğuyor...Üç hamile oyuncu, hamilelik ve annelik deneyimlerini içeren oyunla Yerebatan Sarnıcı'nda olacak. Elbette sınırlı sayıda gösterimle!Hamilelik ve annelik deneyimi tuhaf bir biçimde herkesin üzerine fikir sahibi olduğu, dahası kendinde üzerine söz söyleme hakkı bulduğu bir mevzu. Üstelik tüm söylemler; hamilelik ve anneliğin 'kutsallık' ve 'ayıplı varlık' gibi iki keskin ucun arasına yerleştirildiği bir atmosferde dillendiriliyor. Hamilelerinannelerin çalışma hayatına katılımı ve çocuk bakım emeğinin değersizleştirilmesi kısmı, meselenin bir başka can sıkıcı boyutu. İş görüşmesine giren bir kadının "Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz" sorusuyla karşılaşması çoktan sıradanlaştı... Oysa her ikisi de her kadının özgün hisleri ve pratiğiyle yaşadığı biricik deneyimler. Ve üzerine birileri konuşacaksa da bunu yapması gereken elbette ki kadınlardan başkası olmamalı.Fotoğraflar: Murat ŞakaHaberin Devamı'Bebekler aslında başrol'3 Ekim Pazartesi akşamı, Yerebatan Sarnıcı'nın çarpıcı atmosferinde seyirciyle buluşacak bir oyun tam olarak bunu yapıyor. Yaratıcı ekiple buluşmamızdan süzülenler eşliğinde anlatacağım iş, evet, bir 'tiyatro oyunu'... Ama motivasyonuyla, eylemi ve söylemiyle oyun olmanın ötesine geçiyor.Annelik yolculuğunun ilk aşamasında olan üç oyuncunun, tamamı kadınlardan oluşan bir ekiple hazırladığı 'Gebe'; Özlem Öçalmaz, Alayça Gidişoğlu ve Tuba Karabey'in hamileliklerinin son haftaları boyunca seyirci karşısında olacak. Her biri ilk gebelik deneyimini yaşayan, -tesadüfi bir şekilde aynı dönemde hamilelik sürecine giren- Mimar Sinan Üniversitesi'nden arkadaş üç oyuncu kadın sadece bir oyun sunmuyor. Evet, benzerini görmediğimiz şekilde üç hamile kadın, 'hamile halleriyle' ve hamilelik sürecini merkeze alan bir oyun oynayacak. Ama işin asıl önemli yönü, bu deneyimden geçmekte olan üç kadının meseleyi önce kendi içlerinde, sonra birbirleriyle ve seyirciyle tartışmaya açıyor olmaları.Fikrin yaratıcısı Özlem Öçalmaz bu noktaya, üç sezondur rol aldığı 'Amadeus'taki rolüne hamilelik sebebiyle ara vermek zorunda kalınca gelmiş. "Bir kadın hamile kalınca, karnı büyüdüğü için niye sahnelerden uzak oluyor ki" sorusunun peşine düşüp ilk tohumu büyütmeye başlamış. Tek başına çıktığı yola, hamile oyuncu arkadaşları Alayça Gidişoğlu ve Tuba Karabey'i de katmış.Haberin DevamıFikrini metne dökmek içinse kadınlık hallerine dair enfes metinlerin yazarı Hatice Meryem'in kapısını çalmış. Kendisi de anne olan Meryem, oyuncu ekibinden kendi iç dökümlerini de yazmalarını isteyince ortaya meseleye çok içeriden bakan bir metin çıkmış. Reji için son dönemin üretken tiyatro yönetmenlerinden ve kendisi de bir çocuk annesi olan Nagihan Gürkan'a gidilmiş. Ekipteki kadınların çoğu anne veya hamile... Böylece daha baştan kadın dayanışmasının ön planda olduğu, birbirlerinin anne olarak da ihtiyaçlarını gözettikleri bir çalışma ortamı kurulmuş.Tuba Karabey de Alayça Gidişoğlu da fikri duyar duymaz "Varım" demişler... Gidişoğlu "Bir kadını işe almıyorlar, 'Hamile kalır' diye terfi ettirmiyorlar mesela. 'Aman sen emzirirsin, çocuğunun okuluna gidersin...' Çok büyük bir ayrımcılık. Sahnede tek ya da bir grup hamile kadının bir şey yapması bile farkındalık yaratır" diye düşündüğünü anlatıyor. Karabey hamilelere 'hasta' muamelesi yapılmasına dair hislerini paylaşıyor: "Doktoruma çok hareketli olduğumu, sahneye çıktığımı söylediğimde 'Hasta değil, hamilesin. Ne istiyorsan ye, iç, yap' demişti. Sahneye de çıktım, dans gösterisine de... Normalde herkes doğurana kadar çalışıyor, değil mi Biz de oyuncuyuz, işimiz bu. Drama dersi veriyorum, doğurana kadar çalışacağım. Neden sahnede de oynamayayım"Haberin DevamıBebeklerin prova sürecinde tepki vermemesi şaşırtıcı olurdu, Alayça Gidişoğlu anlatıyor: "Tuba'nın çok yüksek bir tiradı var. Ne zaman orayı çalışsa benimki içeride pıtı pıtı pıtı pıtı oynuyor. Bir, iki, üç, dört... Seyirci yani, geçti tirat ona! Bir gün 'Tatlım, Tuba Teyzen bir oyuncu. Bir gerilim yok. O bir oyun, prova yapıyor' dedim." Özlem Öçalmaz da karnını göstererek "Onlar başrol. Olmasalar bu proje olmayacaktı. Benimkini oyunda göbek olarak oynatıyorum, konuşturuyorum. İlk replikli rolü!" diyor.Metnin beni en çok etkileyen yönlerinden biri, hamileliğin, iki uç arasına (kutsallık-ayıplı olma ya da acizlik) sıkıştırılmasına dair sözleri. Öçalmaz negatif söylemlerin ilk andan başladığına dikkat çekiyor: "Kelimenin kökünde 'kaldı' var. Negatif bir ifade. Sınıfta kaldı, evde kaldı, hamile kaldı,