Anadolu'nun kadınlarına saygı duruşu

Yıldız Kenter ve Güngör Dilmen'in yarattığı kült eser 'Ben Anadolu' Ayça Bingöl'ün başarılı oyunculuğuyla seyirci karşısında. Anadolu'nun yaratıcı kadınlarının güçlerini de, zaaflarını ve maruz kaldıkları acıları da ele alan bir kadınlar geçidi...Anadolu'nun 6 bin yıllık geçmişine ismini kazımış ya da kimseler fark etmese de izini bırakmış kadın karakterlerden oluşan bir geçit 'Ben Anadolu'. İsmi tiyatromuzun biriciği Yıldız Kenter'le özdeşleşen bu kült metin, tiyatromuzun bir başka büyük ismi Güngör Dilmen'in kaleminden, Kenter'in önerisi üzerine çıkmıştı. 1983-84 sezonunda başlayıp ABD ve Avrupa'da da seyirciyle buluşan oyunu Yıldız Kenter 2008'de yeniden sahnelemişti. Kenter'in öğrencilerinden Ayça Bingöl, Anadolu'nun yaratıcı, üretken ve 'zaaflarıyla da güçlü olabilen' kadınlarına çarpıcı bir saygı duruşu niteliğinde olan oyun metnini 2020'de adeta bir miras olarak sırtlandı.Haberin DevamıGörkem Yeltan yönetimindeki, Mam'art Tiyatro yapımı 'Ben Anadolu'yu geçen cumartesi oyunun doğasına müthiş uyum sağlayan bir mekânda izleme şansına eriştim. İş Sanat'ın başlattığı, heyecan verici oyun serisi 'Antik Sahne' kapsamında, Patara Antik Kenti'nde bulunan ve bana sorarsanız bu devasa alanın en etkileyici kısımlarından olan Likya Meclis Birliği Binası'nda seyirciyle buluştu. Mekânın oyuna uygunluğunun tek sebebi burasının MÖ 8 bine inen bulgularla bir antik yaşam alanı oluşu değil. Daha çarpıcısı, 34 senedir bölgedeki kazıları yürüten Prof. Dr. Havva İşkan'ın hep aktardığı üzere Likya Birliği'nin kadınların ön planda olduğu, hayatın pek çok alanında anaerkil düzenin sürdüğü bir uygarlık oluşu... Hal böyle olunca daha baştan duygusu güçlü bir gösterimdi bizi bekleyen.Hem sert hem de mizahi bir dilAyça Bingöl elinde sepeti, üzerinde beyaz elbisesiyle Dilmen'in kaleme aldığı Anadolulu kadınlardan seçilmiş karakterleri sıralıyor bize. "Zamanımız 6 bin yıl, sahnemiz bütün Anadolu... Bu akşam çağlar içinde uçacağım, havalanacağım" sözleriyle anlatıcı oyuncu olarak açılışı yapan Bingöl, birbirini takip eden bölümler boyunca Anadolu'nun farklı kadınlarına bürünüyor. Sepetindeki aksesuarlar ve projeksiyonda her bölüme eşlik eden video, animasyon, kısa film ve ebru görüntüleri eşliğinde...Haberin Devamı'Ana tanrıça' Kübele'yle başlıyor; MÖ'den Osmanlı'ya uzanan bir tarih çizgisinde sultanlara, köylü kadınlara, Amazonlara, Çingenelere, imparatoriçelere, mitolojik karakterlere uğrayarak bizi 12 karakterle buluşturuyor. Kübele, Artemis, Kassandra, Zeliha, Ihlamur Hanım, Sofia Schliemann, Theodora, Salmakis, Lamassi, Nilüfer Hatun, Ayşe Sultan, Niyobe... Tarihten ve mitolojiden, saraylardan ve dağlardan çıkıp gelen bu kadınların anlattıklarındaki asıl çarpıcı yön, metnin Anadolu kadınını 'yüceltmek' gibi tek bir amaca yönelmemesinde. Gayet 'hınzırca' kaleme alınmış bir metin önümüzdeki. Evet, oyunun temel söylemi Anadolu kadınının doğa ve insan hamurunu kullanarak yeni bir uygarlık yaratmasına dayanıyor ama bunu yaparken kadınların sadece gücüne, bereketli ellerine atıfta bulunmuyor. Kadınların bu topraklarda çektiği acılara, maruz kaldıkları şiddete, zalimliğe, tecavüze varıncaya kadar tarih boyunca değişmeyen 'yazgılarını' hem sert hem de mizahi bir dille anlatıyor.Haberin DevamıAyça Bingöl'ün her karakteri