Göz göre göre

İspanyollar meşhur sözüdür. "Kötü kumaştan iyi palto olmaz" diyeceğim ama bunu Galatasaray ile bağdaştırırsam haksızlık etmiş olurum. Kadro yıldız dolu. Teknik beceri ligimizin üzerinde. Fenerbahçe ile birlikte en yakın takipçilerine fark atmış. Ama gel gör ki bu sadece sınırlarımız içinde geçerliymiş. "Tek koşan at kendisini yarış atı zanneder" ya; o misal! Futbolseverler, Süper Lig maçlarındaki Galatasaray'a aldanmış ve olmadık hayaller kurmuşuz meğerse!

Galatasaray yönetimi "Hedef Avrupa Ligi'nde final" demişti ve bu, Şampiyonlar Ligi'nden acemice hatalarla elenilmesinin doğuracağı homurtuların önüne geçmişti. Geldiğimiz noktaya bakın. Bu seviyedeki bir takımın bu
kadar kötü futbolla elenmesine içerledim. Tarihin en yüksek bedeliyle oyuncu satıyorsun, yerini dolduramıyorsun. Siz değil miydiniz kadro mimarlığı ile övünen. Meğer bunlar sadece kendi aralarındaki rekabetten transfer yapıyormuş! Çok mu ağır oldu Gazeteci büyüğüm rahmetli Kazım Kanat'ın önemli bir sözü vardı: "Gazeteciler kamunun vicdanıdır."

Hakikat hiçbir zaman kocamaz! Hedef 4 kupaydı, kaldı 3. Nasıl ki işler iyi giderken övüyorsak beceriksizliğinizi de eleştirelim:

- Muslera ile sözleşme uzatmak için neyi beklediniz

- Angelino tutmadı. Yerine birini bulup almak için neden bu kadar beklediniz

- Boey'un gideceği sezon başından belliyken neden Afrika Kupası'nda oynayan 32 yaşındaki bir oyuncuyu aldınız

- Ndombele, Ziyech, Tete hatta Zaha'yı 'Belki tutar' diye aldınız, tutmadı. Torreira ve Mertens ile uyumlu oyuncu bulamadınız mı

- Icardi ile özel bir sözleşme mi var, 90 dakika sahada kalacak diye

- Bakambu'yu zamansız satıp Vinicius'u getirdiniz. Galatasaray seviyesinde mi