Metin Sözen: Anadolu'yu kucaklamıştı

Değerli bilimadamı Prof. Dr. Metin Sözen'i 1 Ağustos'ta yitirdik. Yaşamını ülkemizin doğal, tarihsel, kültürel değerlerine sahip çıkılmasına adamış, yüce gönüllü bir insandı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ndeki asistanlık göreviyle başladığı, bugüne uzanan yayınları boyunca Anadolu'nun zenginliklerine odaklanarak ulusal belleğimize paha biçilmez katkılarda bulundu. İnsanların uygarca yaşama ilkesine bağlandığı barışçıl bir dünya adına da çabalarını esirgemedi. Bu çabalardan pay alanlardan biri olduğum için kendimi şanslı sayarım.

Yıl 1962. Edebiyat fakültesinde İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim. Yaptığım çeviriler edebiyat dergilerinde yayımlanıyor. Metin Sözen kültür üretimlerini yakından izleyen, sevdiğimiz bir ağabeyimiz. Bir gün ders arasında bir çeviri işi için Vatan gazetesine gidip gitmeyeceğimi sordu. Televizyon ve internetin olmadığı o yıllarda insanların bilgi alışverişinde odak noktası günlük gazetelerdi. (Vapurlarda kendi gazetesini bitiren birinin, bir de yanında oturan kişinin omuzunun üstünden, onun okuduğu gazeteye kaçamak göz atması da yaygın alışkanlıktı.) Vatan gazetesi o yılların en çok okunan günlük gazetelerinden biriydi. Dolayısıyla Vatan'a çeviri yapmak benim gibi bir yeni yetme için önemli bir deneyimdi. Metin Sözen'le Babıâli yollarına düştük.

Benden istenen "Yeryüzü Barışa Kavuşacak mı" başlıklı -nükleer silahlarla ilgili- İngilizce makalenin çevirisini yaparken aşırı denecek düzeyde özen gösterdiğimi anımsıyorum. Şaka değil, yazıyı her kültür düzeyinden yüzlerce kişi okuyacak. Sözcükler hem konunun içerdiği terimleri yansıtmalı hem de metinde herkesin anlayabileceği bir anlatım oluşturulmalı.

GAZETECİLİK DE İLGİ ALANIYDI

evirim birkaç gün sonra yayımlandı. Hem de "asker" kılığındaki hoş bir Şarlo karikatürü eşliğinde. Dahası, o dönemde Vatan'da yazmakta olan İlhan Selçuk'un "Onuncu Köy" adını taşıyan köşesindeki yazısının bitişiğinde. Nasıl onurlandığımı anlatamam. Metin Sözen işini gücünü bırakıp bu çeviri yapılsın diye zaman ve emek harcamıştı. Onun gençlik döneminde oldukça yoğun bir gazetecilik deneyimi olduğunu, gazeteci dostlarının bulunduğunu bilmiyordum. Gazetecilikle ilişkisini, neredeyse 60 yıl sonra, 2021 yılında EKÜL (evre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) Yayınları'ndan çıkan "Yaşamı Paylaşmak" başlıklı otobiyografik kitabından öğrenecektim. Sözcükleri doğru ve yerinde kullanmayı öğrenebilmişsem bunda Metin Sözen'in yıllar önce bu yönde harcadığı çabanın payı vardır.

EKÜL'ÜN KURUCU BAŞKANI OLDU

Metin Sözen bir süre sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'ne geçmiş, akademik derecelerini tamamlamıştı. Bir yandan da doğal ve kültürel çevreyi koruma eylemi içindeydi. Yaptığı alan çalışmaları ve araştırmalar 1990'da EKÜL'ün kurulmasıyla en çok ses getiren kurumlaşma aşamasına ulaştı. Artık kurucu başkan Metin Sözen'in yönetimindeki köy-kent-büyükşehirlerdeki "koruma" girişimlerini yazılı ve görüntülü basından izliyorduk. EKÜL Anadolu'nun her yerini kucaklama aşamasındaydı. 2008 yılında Troya Folklor Araştırmaları Derneği'nin kültür sanat ödüllerinden biri Metin Sözen'e biri de bana verildiğinde aynı sahnede buluştuk.