Ankara'dan yükselen o "3 Devlet, 1 Millet" sesi var ya işte o sesin çoğalması, aslında hepimizin ortak özlemi... Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) parlamenterlerinin Ankara'da bir araya gelmesi, sıradan bir toplantı değil; Türk dünyasının kaderini yeniden yazma taahhüdüdür.
Elbette, gönül bağlarımız sağlam. Ama siyaset masasında işler duygusal ilerlemiyor. Yıllardır süren diplomatik çekinceler, bu kardeşliği somut adımlara dönüştürmemizi engelledi. Uluslararası kuruluşların "ambargo sopası" ve düşmanca tavırlar, Türk devletlerinin başını sürekli öne eğdiriyordu.
KORKUNUN ECELİ GELDİ: KARABAĞ VE KÜRESEL GÜÇ TÜRKİYE
Bu korku zincirinin ilk halkası, şükürler olsun ki kırıldı. Hatırlayın, Karabağ işgal altındayken Batı'nın burayı tanıma ihtimali hepimizi endişelendiriyordu. Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi ile o Batı şantajı anında kadük oldu. Demek ki, birlik olunca tehditler kâğıttan kaplan gibi yırtılabiliyor.
Şimdi, Türkiye'nin küresel çapta artan gücü, diğer korkuları da süpürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" vizyonu ve uluslararası krizlerdeki anahtar rolü, eski durumu tamamen değiştirdi. Batı mevcutta, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan Siyonizm yayılmacılığına kadar her krizde Türkiye'ye muhtaç iken, Türk devletlerinin kendi içlerinde "KKTC'yi tanırsak batıyla başımız belaya girer mi" endişesinin ne anlamı kaldı
Bu tanıma, sadece siyasi bir karar değil; ekonomik bir zorunluluktur. Yapılan anlaşmalar ve yakınlaşmalar, Zengezur projesiyle (TRIPP Yolu) birleştiğinde, Türk devletlerinin ekonomik kalkınmasının önünde kimse duramaz. Artık denge koridorlarında yürümeyi bırakıp, kendi koridorumuzu güvenle kalkındırma zamanı!
KIBRIS'TAKİ VİCDAN SIZISI: EKONOMİK ÇİFTE STANDART
Bu büyük tablonun merkezine geliyoruz: KKTC'nin tanınması... KKTC, sadece coğrafi bir varlık değil; Doğu Akdeniz'deki Türk haklarının garantisidir. Bu stratejik kalede Türk devletleri olarak güçlü olmak istiyorsak, KKTC'yi tanıma adımı atılmalıdır.
Peki, diğer Türk devletleri neden hâlâ temkinli Cevap, yine denge siyaseti ve korkular:
Rusya Faktörü: Rusya'nın Rum kesimini desteklemesi, diğer Türk devletlerinin "Moskova ile ilişkimiz bozulabilir" kaygısını tetikliyor.
Uluslararası Kurum Baskısı: BM veya AB'den gelebilecek tepkilerden çekiniliyor.