"Doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu"
Merhabalar sevgili okurlar.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL); ülkemizin doğa, tarihsel ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında, benim de tanıma şerefine nail olduğum, Prof. Dr. Metin Sözen ve arkadaşları tarafından vakıf statüsünde kuruldu.
1975, dünyanın pek çok yerinde koruma ve yaşatma bilincinin ilk defa kuramsal düzeyde ortaya atıldığı, "ortak miras" kavramının ilk kez dillendirildiği bir yıl oldu. Öğrencilik yıllarından itibaren Anadolu'nun doğal ve kültürel zenginliğinin ardına düşen Metin Sözen de, yarım yüzyıl boyunca sürdüreceği koruma serüveninin ilk somut sonuçlarını işte o dönemde aldı. 1975'lerde Batı Karadeniz'in Safranbolu kasabasında başlatılan koruma-yaşatma çalışmalarının kentin UNESCO Dünya Mirası Listesine girmesiyle sonuçlanması, Metin Sözen ve arkadaşlarını hedeflerinden birine ulaştırmış oldu.
Haberin DevamıBu süreç, Prof. Dr. Metin Sözen ve çalışma arkadaşlarının 1990 yılında ÇEKÜL Vakfı' nı kurmalarının yolunu açtı. ÇEKÜL Vakfı çatısı altında devam eden koruma-yaşatma hareketi, pek çok farklı ölçekte kente yayılmaya başladı.
Kuruluşundan itibaren doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu olan ÇEKÜL; "Doğa ve Kültürle Varız" sloganıyla yaşama geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir yaklaşımı benimsiyor.
Ülkemiz' in dört bir tarafındaki küçüklü büyüklü kentte, koruma hareketini koruma seferberliğine dönüştürerek tarihi dokunun çağdaş kentle ilişkilendirilmesine; kentlere kültür öncelikli bir gelecek vizyonu kazandırılmasına öncülük ediyor.
Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının da tükendiği, kültürel mirasını da yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek; toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul'da başladığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu'nun her karışına yaymak için çalışıyor.
ÇEKÜL Vakfı bu yıl Sevgililer Günü'nde sevgimizi kalıcı kılacak ve doğaya değer katacak anlamlı bir hediye alternatifi sunuyor. Bu yıl 14 Şubat'ta, sevdiklerimize Yedi Ağaç Programı' ndan fidan hediye ederek geleceğe umut olabiliriz.
Haberin DevamıNeden Yedi Ağaç olduğuna gelince; yedi ağaç bir insanın bir yıl boyunca tükettiği doğal kaynakları temsil ediyor. ÇEKÜL Vakfı' nın Yedi Ağaç Ormanları; her yıl, doğaya kazandırılması gereken ağaçların yeniden toprakla buluşturularak ekolojik dengenin korunması amacını taşıyor. Tüketimin ve çevresel baskının her geçen gün arttığı dünyamızda, bu program sayesinde doğaya daha fazla katkı sağlamak mümkün olabiliyor.
ÇEKÜL Vakfı'nın 1992 yılında başlattığı ağaçlandırma programı kapsamında dikilen ilk fidanlar artık yetişkin birer ağaç olmuş durumda. Türkiye' nin farklı bölgelerinde, yetmişten fazla sahada 4 milyondan fazla fidan doğaseverlerin desteği ile toprakla buluşmuş bulunuyor.
Haberin Devamı"Doğa ve Kültürle Varız!" sloganı ÇEKÜL'ün doğal miras anlayışını anlamlı bir şekilde özetlerken; insanın ve doğanın ortak kurgusuna, yani yaşamın döngüsüne de vurgu yapıyor. İnsan yaşamı ile doğal yaşamın sürdürülmesini eşdeğerde tutan ÇEKÜL; "Doğa ve Kültürle Varız" sloganıyla yaşama geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütüne açılan bir yaklaşımı benimsemiş bulunuyor.
Bu çalışmaların üzerine oturduğu temel ise, doğa-kültür-insan birlikteliği. Çünkü doğru koruma politikaları üretebilmenin ilk koşulunu bu bütüncül yaklaşım oluşturuyor.
ÇEKÜL Vakfının kuruluşunun ilk yıllarında hayata geçirdiği '92 Ormanı Projesi yoğun bir ilgiyle karşılanmıştı. Toplumdaki duyarlılıktan esinlenen ÇEKÜL, 1994 yılında "7 Ağaç Ormanları" programını başlattı.