Putin'in Avrupa'daki uçak gemileri

Avrupa Birliği'nde telaş ve şüpheye yol açan iki hadise yaşanıyor. Biri Fransız seçmenin en sağdan en sola Putin'ci adaylara oy yağdırması; diğeri ise Avusturya Başbakanı Karl Nehammer'in Kremlin'de Putin'e yaptığı ziyaret. Gerçi her iki konuya dair kaygı ve kuşkular siyasette doğrudan liderler düzeyinde açık açık dillendirilmiyor, ancak ABD yayın organları dahil bütün Batı medyasındaki yorumlarda Fransa seçimini Macron'a karşı Putin'in kazanmasına ramak kalmış gibi bir hava var. 24 Nisan'daki ikinci turu Macron'un kaybetmesini kimse beklemiyor, fakat siyasi analistlere göre Le Pen'e sadece 3-5 puan fark atabileceği hesabı sinirleri geriyor. Oysa 2017'nin ikinci turunda fark 30 puandı. Moskova'ya giden tek Batılı lider olan Nehammer'in ise bu görüşmeden ne elde ettiği sorgulanıyor. Çünkü kendisi, savaşa son vermesi için Putin'le çok direkt, açık ve sert konuştuğunu söylemekle yetiniyor. Acaba sözüne ne kadar güvenilir sorgulanıyor. Putin'in ne cevap verdiği meçhul. Görüşme sonrası ortak basın toplantısı da yapılmadı. Rusların propagandaya alet etmesini önlemek içinmiş. Nehammer görüşmeyle ilgili AB liderlerini ve Brüksel'i bilgilendirmiş. Kamuoyunun bilgisi bu kadar. Bir de görüşme tercüman aracılığıyla yapılmış; Putin Almanca konuşmamış. Birkaç Alman gazetesi, Nehammer'in Avusturya atasözü "Yararı yoksa, zararı da olmaz" mottosuyla hareket ettiğini yazıyor. Beklentinin düşük, başarı şansının zayıf olduğu durumlara uygun bir deyiş. Kendisi de dostça bir ziyaret yapmadığını ve Kremlin'den iyimser görüşlerle ayrılmadığını söylüyor. Die Welt, "İşte bu yüzden Avusturya'ya, Rusya'nın uçak gemisi diyorlar" diye başlık attı. Daha da ileri giderek "Almanya'nın Moskova'yla ilişkisini yakın zannedenler önce Avusturya'ya baksın. Kremlin'e yakınlığı fino köpeği kıvamında" dedi. Peki uçak gemisi benzetmesi nereden mi çıktı Viyana'da görevli bir diplomat geçenlerde Rusya'nın Avrupa'daki casusluk faaliyetlerini Financial Times'a anlatırkan Avusturya için "Sanki Rus istihbaratının uçak gemisi" demişti. Uçak gemilerinin uzak coğrafyalardaki hareket ve operasyon kabiliyetine gönderme yaparak. Gerçi Almanya, Fransa ve Belçika'da da Rus ajanları cirit atıyordu ama adı saklı bu Avrupalı diplomata göre Avusturya Savunma Bakanlığı artık neredeyse Rus askeri istihbaratı GRU'nun bir departmanı haline gelmişti. Hatta Avusturya istihbarat örgütü BVT (Federal Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi) Rus casuslara karşı öyle tavizkâr davranıyordu ki, Avrupa'da birçok istihbarat örgütü Avusturyalılarla bilgi paylaşımından kaçınır olmuştu. Viyana bu iddiaları yorumsuz bıraktı, Başbakanlık'tan bir yetkili, "Hükümet, istihbarat birimlerinde köklü reform yapıyor" demekle yetindi. Avusturya'nın Ukrayna ile tarihi bağları var. Nitekim Başbakan Nehammer, Moskova öncesinde Zelenski'yle de Kiev'de yüz yüze görüştü; birlikte o korkunç katliamın işlendiği Buça'ya gittiler. Ancak Avrupa Parlamentosu'ndan Berlin, Washington ve Ottowa'ya birçok başkentte videoyla meclis oturumlarına seslenen, Grammy törenine bile bağlanan Zelenski, Avusturya meclisinde konuşturulmadı. Nedeni de "tarafsızlık ilkesi" olarak açıklandı. İktidardaki ÖVP ve Yeşiller'in yanı sıra sağ popülist FPÖ'nün daha hararetle savunduğu bu tavır liberal NEOS partisinin tepkisine neden oldu. Tarafsızlığın yanlış yorumlandığını, savaş ortamında bir tavır koymak gerektiğini söylediler. Avusturya'nın Ukrayna ile tarihi bağları varsa, Rusya ile gayet "duygusal" bağları var. Gerçi AB çatısı altında yaptırımları desteklediler. Ancak enerji alanında sert önlemlere başvurulmasına karşı çıktılar. Doğalgazın yüzde 80'ini Rusya'dan karşıladıkları gibi mali ve ticari alanda da sıkı ilişkileri bulunyor. Öyle sıkı ki, Avusturya Maliye Bakanı Magnus Brunner, Buça'da yüzlerce sivilin katli nedeniyle Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulanmasına karşı çıkarak "soğukkanlı olmak lazım" dedi. Soğukkanlı olmak lazım, çünkü Rus petrol şirketi Lukoil'in uluslararası merkezi Viyana'da; Sberbank'ın Avrupa merkezi de yine Avusturya başkentinde. Buna karşılık özellikle bankacılık sektöründe Rusya piyasası Avusturya şirketleri açısından çok önemli. DÜĞÜN DANSINDAN ROSNEFT'E Bu yakın ilişki kişisel bağları da beraberinde getiriyor. Putin 2014'te Kırım'ı ilhakının ardından Viyana'da kırmızı halılarla karşılanıyor; Sanayi ve Ticaret Odası'nı ziyaretinde ayakta alkışlanıyor. Putin'in özellikle sağ popülist FPÖ ile arası çok sıkı fıkı. Bu muhabbet dört yıl önce dönemin Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'ın (FPÖ) düğününde dünya aleme seyirlik olmuştu. Steiermark'taki düğünün onur konuğu Putin beraberinde Don Kazakları korosunu ve hediye semaver götürmüş, gelinle dans etmişti. Bakan gelinin valsi Putin'e reverans yaparak bitirmesi ise olay olmuştu. Putin diplomatik diz kırmaya ele öpücük kondurarak karşılık vermişti. Dönemin bakanı Kneissl şimdi Fransa'da yaşıyor ve Rus petrol şirketi Rosneft'in denetleme kurulunda, aynı Gerhard Schröder gibi. Ve her ikisi de Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline rağmen koltuklarından vazgeçmiyor. Aile arası görünümlü o düğünden yeni haberler de var. Kronen Zeitung'un yazdığına göre Putin semaverin yanı sıra 50 bin Euro değerinde safir küpe de hediye etmiş geline. Küpeler bir yıl kadar bakanda kaldıktan sonra yasa gereği devletin kasasına gidiyor. Bakan Kneissl, Putin'in önünde diz çöktüğü düğün sonrası "Diyalog kanallarını açık tutmamız, aramızda köprü kurmamız lazım" gibi açıklamalarda bulunmuştu. Şimdi konjonktür çok farklı, ancak Nehammer'in retoriği bu sözlerle benzerlik içeriyor. Moskova ziyareti öncesi riskli bir misyona giriştiğini, mucize beklemediğini ancak Ukrayna halkına yardım için her yolu denemek gerektiğini söylemişti. Alman medyasına göre denediği tek şey, "yararı yok ama zararı da olmaz" diyerek ikili ekonomik