Buzluca'yı kurtarmak

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle birlikte eski Doğu Bloku ülkelerinde Sovyet geçmişinin izlerini ortadan kaldırma furyası tetiklendi. Özellikle Polonya ve Baltık cumhuriyetlerinde Sovyet döneminden kalma anıt ve heykeller yerinden sökülerek meydanlar, parklar komünizmden arındırılıyor. Letonya başkenti Riga'da, Kızıl Ordu'nun işgali anısına kondurulmuş 80 metrelik beton dikilitaş yoğun tezahürat altında yere indiriliyor; Estonya'da kızıl yıldızlı Sovyet tankından ibaret beton anıt kaldırılarak müzeye taşınıyor ve Polonya'nın çeşitli kentlerinde Kızıl Ordu askerleri anısına dikilmiş çoğu kitsch heykeller birer birer indiriliyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dikilen bu yapılar Nazizm'den kurtuluşu simgeleyen anıtlar olmakla birlikte esasen Sovyet gücünün, Doğu Avrupa'daki siyasi ve askeri işgalin sembolleri olarak Moskova'nın propaganda aygıtlarıydı. Bugüne kadar varlıklarını korumaları ise tarih ve ulusal kimlik tartışmasından kaynaklanıyordu. Komünist geçmişin ortadan kaldırılması kimilerine göre baskıcı rejimlerin yeniden yükselmesini önlemek için elzemdi. Ancak bir kesime göre de çevreyle bütünleşmiş göz önündeki heykel ve askeri anıtların kaldırılması, her ne kadar acılı olursa olsun ulusal geçmişin ve kültürel hafızanın silinmesi anlamına geliyordu. Bu konuda en kararlı adımı atan Ukrayna oldu; Rusya'nın Kırım'ı ilhakının ardından 2015'te çıkarılan komünizmden arınma yasasıyla beş yıl içinde 2 bin kadar anıt yerinden kaldırıldı, meydan ve caddelerin isimleri komünizm propagandasından temizlendi. Anıtlardan boşalan yerlere dini figürlerin heykelleri konuldu, çiçeklerle donatıldı ya da boş bırakıldı. 2017'de benzer bir yasa çıkaran Polonya, Ukrayna işgalinin ardından hızlı bir şekilde yasayı hayata geçirmeye başladı. Putin'e göre ise Sovyet dönemi anıtlarının kaldırılması "tarihe karşı savaş" anlamına geliyordu. Geçmişle bağları koparan temizlik harekatı Antik Roma'da gözden düşmüş eski imparatorların hiç yaşamamış gibi adıyla sanıyla lanetlenerek, parçalanan heykelleri tapınakları ve sikkeleriyle hafızalardan kazındığı "damnatio memoriae" pratiğiyle kıyaslansa da eski Sovyet sahasındaki operasyonlar sürüyor. Bulgaristan hariç. BUZLUCA VEYA HACI DİMİTRİ TEPESİ Bulgaristan, Osmanlı'dan kalma adıyla Buzluca Tepesi'ndeki sosyalist sanatın zirve örneklerinden biri olmakla birlikte UFO görünümüyle fütüristik öğeler taşıyan devasa yapıyı kurtarmaya çalışıyor. Buzluca Anıtı 1981'de açıldığında komünizmin ebedi zaferini simgeliyordu Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) onuruna tepeye kondurulan Buzluca anıtı 1981 yılında açılıyor, 1989'da komünizmin çökmesi üzerine kaderine terkediliyor. O günden sonra hırsız ve vandalların uğrak yeri haline geliyor, ortasında dev orak-çekiç bulunan bakır levha çatısı parça parça koparılıyor, iç mekan kışın karlar altında kalıyor, duvarları çepeçevre dolanan ve Partizanların iktidarı ele geçirmesiyle savaş sonunda Kızıl Ordu'nun gelişini tasvir eden mozaikler yıllar içinde sökülüyor, kuledeki sentetik yakut camdan kızıl yıldızlar ateş açılarak parçalanıyor, beton blokların üzerini grafitiler kaplıyor, rock videoları çekmek için dark mekan işlevi görüp harabe olmaya yüz tutuyor. Ta ki ham beton yapısıyla brütalist mimarinin seçkin örneklerinden biri olarak dikkat çekene kadar. Öyle ki Avrupa kültür mirasını koruma örgütü Europa Nostra, Buzluca'yı tehlike altındaki kültür varlıkları arasına alıyor. Komünizmin çöküşünden sonra 33 yılda anıtın içi bu hale geldi Buzluca'yı kurtarma operasyonu, 2013'te yaşanan bir olayla tesadüf eseri başlıyor. Berlin Teknik Üniversitesi'nde öğrenim gören Bulgaristanlı Dora Ivanova'ya memleketindeki terkedilmiş UFO'yu soruyor birileri. Ivanova yapının adını duymamış, tam olarak ne olduğunu da bilmiyor. Google'dan öğreniyor. İlk görüşte aşık olduğu yapı nasıl terkedilir diye hayretler içinde kalan mimarlık öğrencisi Buzluca'yı kurtarma planını mastır tezi yapmaya karar veriyor. Tabii önünde sayısız engel var; maliyet ve iş gücünün yanı sıra acılı geçmişten kalan bir anıtın ihya edilmesine karşı olası direnç. Ama plana direniş olmaması için Sovyet geçmişinden bağımsız nedenler var. Çünkü Buzluca'nın Bulgar milliyetçiliğiyle ilintisi komünizm döneminden çok daha gerilere dayanıyor. Osmanlıya karşı ayaklanan çetecilerden Hacı Dimitri 1868'de Buzluca'da öldürülür ve Koca Balkan Dağları'ndaki o tepeye Hacı Dimitri adı verilse de, halk arasında halen Buzluca adıyla anılır. Hacı Dimitri'nin ölümünden on yıl sonra Bulgaristan bağımsızlığını kazanır ve o günden sonra her yıl milli kahramanı anma törenleri düzenlenir. 1891 yılında genç Sosyalist hareketin üyeleri anma töreni sırasında gizli bir kongre düzenleyerek BKP'nin öncüsü olan Bulgaristan Sosyal Demokrat Partisi'ni kurarlar. İkinci Dünya Savaşı'nda Partizanların faşizme direnişiyle Buzluca'nın tarihi anlam ve önemi katmerlenir. 1959 yılında BKP, Buzluca'nın şanlı tarihine yakışır şekilde onurlandırılması için bir mimarlık yarışması açar dört anıt yapılacaktır; biri Dimitri, biri Sosyalist Kongresi, biri de Partizanlar anısına. Dördüncü ve en büyük anıt ise BKP için inşa edilecek, partinin 70'inci kuruluş yıldönümü olan 1961 yılında açılacaktır. Yarışmayı kazanan mimar Gyorgi Stoilov'un tasarımı, altı sütun üzerinde bir daire ve kızıl yıldızla taçlandırılmış kuleden oluşur. Ancak bu fikir hayata geçirilemez. On yıl kadar sonra Stoilov'dan anıt planları üzerinde yeniden çalışması istenir. Basit bir anıt yerine ısıtmalı iç mekanları olan bir yapıdır talep edilen. Böylece uçan daire şeklindeki ana yapı ile her biri 3.5 tonluk sentetik yakut camdan dizayn edilmiş iki kızıl yıldızın süslediği kuleden oluşan anıt ortaya çıktı.